|
|
|
KÜTÜB-İ
SİTTE HADİS-İ ŞERİFLERİ
41 - Avf Ibnu Malik el-Esca'i (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam)'in huzurunda yedi veya sekiz veyahut dokuz kisiydik.
"Allah Resulu'ne biat etmiyor musunuz?" dedi. Ellerimizi uzatarak: "Hangi
sarlara uymak uzere biat edecegiz ey Allah'in Resulu?" dedik. Su cevabi verdi:
"Allah'a ibadet etmek ve O'na hicbir seyi ortak kosmamak, bes vakit namazi
kilmak (verilen emirlere) kulak verip itaat etmek -ve bu sirada gizli bir
kelime fisildayarak devamla- "Halktan hicbir sey istemeyin" buyurdu. Avf Ibnu
Malik Ilaveten der ki, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'i benimle dinleyen
o cemaatten oylelerini biliyorum ki, bineginin uzerinde iken kazara kamcisi
dusse kimseye "Sunu bana verir misin?" diye talebde bulunmaz (iner kendisi
alir)di."
Muslim, Zekat 108, (1043); Ebu Davud, Zekat 27, (1642); Nesai, Salat, 5, (1,
229); Ibnu Mace, Cihad 41, (2867).
42 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam)'e kulak vermek ve itaat etmek sartiyla biat ederken "Gucunuzun yettigi
seylerde" diyordu.
Buhari, Ahkam 42; Muslim, Imaret 90, (1867); Nesai, Bey'at 18, (7, 148); Tirmizi,
Siyer 37, (1597); Muvatta, Bey'at 1, (2, 982); Ibnu Mace, Cihad 43, (2874).
43 - Umeyme bintu Rukayka (radiyallahu anh) dedi ki: "Ensar'dan bir grup kadinla
Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gelip kendisine: "Allah'a hicbir
seyi ortak kosmamak, calmamak, zina etmemek, cocuklarimizi oldurmemek, halde
ve istikbalde iftira atmamak, sana mesru emirlerinde isyan etmemek sartlari
uzerine biat ediyoruz" dedik. Hemen ilave etti: "Gucunuzun yettigi ve takatinizin
kafi geldigi seylerde". Biz: "Allah ve Resulu bize karsi bizden daha merhametlidir,
haydi biat edelim" dedik.
Sufyan merhum der ki: Kadinlar, biati (erkekler gibi) musafaha ederek yapmayi
kastedmislerdir. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Ben kadinlarla musafaha
etmem, benim yuz kadina toptan soyledigim soz her kadin icin ayri ayri soylenmis
yerine gecer" buyurdu.
Muvatta, Bey'a 2, (2, 982); Tirmizi, Siyer 37, (1597).
MUHTELIF AHKAMLAR
44 - Amr Ibnu Ebi'l-Ahvas (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam)'le birlikte Veda hacci'nda bulundum. Orada Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam) irad ettigi hutbede once Allah Teala'ya hamd u sena, hatirlatma
ve tavsiyelerden sonra soyle devam etti: "Hangi gun (bu gunden) daha (mukaddes
ve) haramdir? Bu soruyu uc kere tekrarladi. Cemaat: "el-Haccu'l-Ekber gunu"
diye cevap verdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) devam etti: "Oyle ise
bilin ki, kanlariniz, mallariniz, irzlariniz, birbirinize, bu ayinizda, bu
beldenizde su gununuz nasil haramsa oylece haramdir, mukaddestir. Bilin ki
herkesin cinayetinden kendisi sorumludur. Hicbir babanin cinayetinden oglu
sorumlu tutulmaz. Haberiniz olsun ki, Musluman, Muslumanin kardesidir. Bu
sebeple, bir Muslumana, bizzat kendisi helal kilmadikca kardesinin hicbir
seyi helal degildir. Bilin ki cahiliye devrinden kalan butun faizler mulgadir,
terkedilecek ve alinmayacak. Faize verilen paranin sadece sermaye kismini
yani aslini alacaksiniz, -boylece ne zulum ve haksizlik etmis ne de zulme
ve haksizliga ugramis olacaksiniz- Abbas Ibnu Abdi'l-Muttalib'in faizi haric.
Zira onun tamami mulgadir, terkedilmistir. Haberiniz olsun ki, cahiliye devrinden
kalan butun kanlar da terkedilmistir. (intikam pesine dusulmeyecek). Ilga
ettigim ilk cahiliye kani da el-Haris Ibnu Abdu'l-Muttalib'in kanidir. Haris,
Benu Leys'ten tuttugu bir sut anneye bebegini emzirtiyordu. Cocugu Huzeyl
adinda birisi (bir kavga sirasinda attigi bir tasla kazaen) oldurmustu. Sakin
ha, kadinlara da iyi muamele yapin. Cunku onlar yaninizda esir durumundadir.
Onlara iyi muamelenin disinda (terketmek dovmek gibi) bir baska sey yapmak
hakkina sahip degilsiniz. Ancak acik bir cirkinlikte bulunulursa o haric.
Cirkin is yapmalari halinde, once yataklarini ayirin, (yine de devam edecek
olurlarsa) yaralamiyacak sekilde dovun. Bundan sonra itaat ederlerse, (onlarin
yaptigina ayirma-dovme gibi muamelelere) zulmen devam etmek icin bir yol (bir
bahane) aramayin. Bilin ki, sizin kadinlariniz uzerinde bazi haklariniz var.
Kadinlarinizin da sizler uzerinde bazi haklari vardir. Kadinlariniz uzerindeki
haklariniz istemediginiz kimselere yataginizi cignetmemeleri, evlerinize hoslanmadiklarinizin
girmesine izin vermemeleridir. (Onlarin sizdeki haklari ise) yiyecek ve giyeceklerinde
iyi davranmanizdir.
Haberiniz olsun, seytan su beldenizde kendisine ebediyen tapilmayacagini idrak
etmistir. Fakat, sizin onemsemediginiz seylerde ona itaat devam edecek, bunlar
da onu memnun kilacak (menfi neticeler hasil edecek)tir.
Tirmizi, Fiten 2, (2610); Tefsir 2, (3087); Muslim, Hacc, 194, (1218).
45 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam) Veda Hacci'nda sunu soylediler: " (Ey ahali) hangi ayin hurmetce
daha ileri oldugunu biliyor musunuz?" Halk: "Su icinde bulundugumuz ay degil
mi?" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Peki, hangi bolgenin hurmetce
daha onde oldugunu biliyor musunuz?" diye sordu. Halk: "Su yerler degil mi?"
cevabini verdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) tekrar: "Pekala hangi
gunun hurmetce daha ustun oldugunu biliyor musunuz?" dedi. Halk: "Su icinde
bulundugumuz gun degil mi?" diye cevap verdi. Bunun uzerine Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) sozlerine soyle devam etti: "Oyleyse bilin ki Allah Teala, sizlere,
mesru sebep disinda kanlarinizi, mallarinizi, irzlarinizi haram kilmistir,
tipki su beldede, su ayda, su gunumuzu haram kildigi gibi." Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam) bundan sonra uc sefer tekrar ederek sordu: "Duydunuz
mu, teblig ettim mi?" Halk her defasinda "Evet" cevabini verdi.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sozlerini soyle tamamladi: "Sakin ha!
Benden sonra tekrar kufre donup birbirinizin boyunlarini vurmaya kalkmayin!"
Buhari, Hudud 9, Riyat 2, Hacc 132, Megazi 77, Fiten 8, Edeb 43; Muslim, Iman
120 (66); Ebu Davud, Sunne 16, (4686). Metin Buhari'ye aittir.
46 - Ebu Bekre Nufey'u'bnu'l-Haris es-Sakafi (radiyallahu anh) anlatiyor:
Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdu: "Zaman, done done Allah'in
arz ve semavati yarattigi gundeki duzenini tekrar buldu. Sene on iki aydir.
Bunlardan dordu haram aydir. Haram aylar da uc tanesi pes pese gelir: "Zul-kade,
Zu'l-hicce ve Muharrem. Bir de Cumadi ve Saban aylari arasinda yer alan Mudarlilar'in
Receb'i." Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sordu:
"-Bu ay hangi aydir?" Biz: "Allah ve Resulu daha iyi bilir" dedik. Bir muddet
sustu. Biz ayin ismini degistirecek zannettik. Ancak sunu soylediler:
"-Bu zi'l-hicce degil mi?"
"-Evet!" karsiligini verdik. Devam etti: "-Peki burasi neresidir?" Biz: "-Allah
ve Resulu daha iyi bilir" cevabini verdik. Yine sustu ve biz bolgenin ismini
degistirecek vehmine kapildik.
"-Burasi haram bolge degil mi?" dedi. "-Evet" dedik.
"-Icinde bulundugunuz gun nedir?" diye tekrar sordu, biz yine: "-Allah ve
Resulu daha iyi bilir" dedik. Tekrar sustu ve biz yine gunun ismini degistirecek
zannina dusmustuk ki: "-Kurban gunu degil mi?" dedi.
"-Evet" cevabimiz uzerine sozune devam etti: "-Bilin ki, kanlariniz, mallariniz
ve irzlariniz birbirinize kesinlikle haramdir, tipki bu yerde, bu ayda su
gununuzun haram olmasi gibi. Rabbinize kavustugunuz zaman sizi yaptiklarinizdan
hesaba cekecek. Sakin benden sonra birbirinizin boyunlarini vuran kafirler
olmayin. Bu soylediklerimi duyanlar, duymayanlara ulastirsinlar. Bazan soz
kendisine ulastirilan kimse, ulastirilan sozu, bizzat dinleyenden daha iyi
beller." Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sonra sunu ekledi: " Teblig ettim
mi, teblig ettim mi?" uc defa tekrarladi.
"-Evet" cevabimiz uzerine:
"-Ya Rabbi sahid ol!" dedi. Buhari, Hacc 132, Edahi 5; Tefsir, Berae 8, Bed'i'l-Halk
2, Fiten 8, Ilm 9; Muslim, Kasame 29, (1679); Ebu Davud, Hac 63, (1947).
Muslim'in rivayetinde su ziyade var: "Sonra Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)
beyazi galebe calan alaca iki koyuna yoneldi ve onlari kesti. Sonra da koyunun
bir parcasini alip aramizda taksim etti."
Rezin, rivayetin arasina sunu ilave eder: "Uc sey vardir, bir mu'minin kalbi
onlara karsi ebediyen ihanet etmez; ameli sirf Allah icin yapmak, idareyi
elinde tutana karsi hayirhah olmak, Muslumanlarin cemaatine katilmak, cunku
onlarin dualari cemaate dahil olanlarin hepsini icine alir." Ibnu'l-Esir:
"Bu ziyadeyi ana kitaplarda (Kutub-i Sitte) gormedim" der.
Bu ziyadenin manasi sudur: Bu uc seyde kalbler huzura kavusur. Kim bunlara
yapisir, riayet ederse, kalbi hiyanet, hile ve ser gibi manevi kirlerden temiz
kalir.
47 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor; Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam): "Her cocuk fitrat uzerine dogar" buyurdu ve sonra da "Su ayeti
okuyun" dedi: "Allah'in yaratilista verdigi fitrat..." (Rum; 30). Sonra Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) sozunu soyle tamamladi: "Cocugu anne ve babasi Yahudilestirir
veya Hiristiyanlastirir veya Mecusilestirir. Tipki hayvanin dogurunca, azalari
tam olarak yavru dogurmasi gibi. Siz kesmezden once, kulagi kesik olarak dogmus
hayvana rastlar misiniz?" Dinleyenler: "Ey Allah'in Resulu, kucukken olenler
hakkinda ne dersiniz (cennetlik mi, cehennemlik mi?) diye sordular. Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam) su cevabi verdi: "(Yasasalardi) nasil bir amel isleyeceklerdi
Allah daha iyi bilir."
Buhari, Cenaiz 80, 93; Muslim, Kader 22, (2658); Muvatta, Cenaiz. 52, (1,
241); Tirmizi, Kader 5, (2139); Ebu Davud, Sunnet 18, (4714).
Bir baska rivayette: "Dogan hicbir cocuk yoktur ki, konusmaya baslayincaya
kadar su din uzere olmasin" buyurulmustur.
IMAN VE ISLAM'A GIREN MUTEFERRIK HADISLER
48 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam) buyurdu ki: "Mu'min, mutemadiyen ruzgarin egici tesirine maruz bir
bitkiye benzer. Mu'min, devamli belalarla basbasadir. Munafigin misali de
cam agacidir. Kesilip kaldirilincaya kadar hic irgalanmaz."
Buhari, Marda 1; Tirmizi, Emsal 4, (2870); Muslim, Sifatu'l-Munafikun 58,
(2809).
49 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)
soyle buyurmustu: "Mu'min, yapragini hic dokmeyen yesil bir agaca benzer."
Halk falanca agac, fismekanca agac diye tahminde bulundular, (fakat isabet
ettiremediler). Ben, "Bu, hurma agacidir" demek istedim, ancak (yasim kucuk
oldugu icin) utandim. Sonra Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): Bu hurma
agacidir" diyerek acikladi."
Buhari, Ilm 4, Edeb 79; Muslim, Sifatu'l-Munafikun 64, (2811).
50 - Nevvas Ibnu Sem'an (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam) buyurdular ki: "Allah, bize iki tarafinda iki ev bulunan bir dogru
yolu misal veriyor. -Bir rivayette iki ev degil "Iki sur" denmistir- Bu evlerin
acik olan kapilari vardir. Kapilarin uzerine de perdeler cekilmistir. Biri
yolun basinda, biri de onun yukarisinda durmus iki davetci (gelip gecenlere)
su daveti okuyorlar: "Allah cennete cagirir, diledigini dogru yola eristirir"
(Yunus, 25).
Yolun iki yakasindaki kapilar ise Allah'in hududu (yani yasaklari)dur. Hic
kimse perdeyi acmadan bu yasaklara dusmez. Kisinin yukarisindaki davetci,
Rabbisinin vaiz'idir"
Tirmizi, Emsal 1 (2863).
Rezin, bu temsili, Ibnu Mes'ud tarafindan rivayet edilen bir hadisle aciklar:
Dogru yol; "Islam'dir, kapilar; Allah'in haramlaridir, perdeler; Allah'in
hudududur (yasaklar); yolun basindaki davetci; Kur'an-i Kerim'dir. Bunun yukarisindaki
davetci; her mu'minin kalbinde yerlestirilmis olan (bazan vicdan, bazan sag
duyu diye ifade edilen) hakkaniyet duygusu -ki, buna bazi hadislerde lumme-i
melekiye de denmistir- vaizullah'tir."