|
|
|
KÜTÜB-İ
SİTTE HADİS-İ ŞERİFLERİ
4061 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam,
bir ihtiyaci gormek uzere (yola) ciktigi zaman ya rasid (ugurlar olsun)! ya
necih (hayirli muvaffakiyetler) temennilerini isitmekten hoslanirdi."
Tirmizi, Siyer 47, (1616).
4062 - Urve Ibnu Amir el-Kuresi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu
vesselam'in yaninda ugursuzluktan bahsedilmisti. Buyurdular ki:
"Bunun en iyisi fe'l (ugur cikarma)dir. (Ugursuzluk inanci) bir muslumani
yolundan alikoymasin. Biriniz, hoslanmadigi bir sey gorecek olursa su duayi
okusun: "Allahumme la ye'ti bi'l-hasenati illa ente ve la yedfe'u's-Seyyiati
illa ente vela havle ve la kuvvete illa bike. (Allahim! Hayri ancak sen verebilirsin,
kotulugu de ancak sen defedebilirsin. Ibadet, calisma, korunma vs. icin muhtac
oldugumuz) guc ve kuvvet de ancak sendendir.)"
Ebu Davud, Tibb 24, (3919).
4063 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Ugursuzluk cikarmak sirktir, ugursuzluk cikarmak sirktir, ugursuzluk cikarmak
sirktir. (Ihtiyarsiz kalbine ugursuzluk vehmi gelip icinde bazi seylere karsi
nefret duyan) haric bizden kimsede bu yoktur. Lakin Allah onu tevekkulle giderir."
Ebu Davud, tibb 24, (3910); Tirmizi, Siyer 47, (1614).
4064 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki: "Ne sirayet (bulusma), ne de ugursuzluk vardir. Benim fe'l
hosuma gider." Yanindakiler sordu: "Fe'l nedir?"
"Guzel bir sozdur!" buyurdu."
Buhari'nin rivayetinde su ziyade mevcuttur: "Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Benim, dedi, fe'l-i salih, guzel bir kelime hosuma gider."
Buhari, Tibb 44, 54; Muslim, Selam 113, (2224); Ebu Davud, Tibb 24, (3916);
Tirmizi, Siyer 47, (1615).
4065 - Sehl Ibnu Sa'd radiyallahu anh: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki: "bir seyde (ugursuzluk) olsaydi, bu atta, kadinda, meskende
olurdu."
Buhari, Cihad 47, Nikah 17; Muslim, Selam 119, (2226); Muvatta, Isti'zan 21.
4066 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki: "Ne sirayet, ne safer, ne de gul vardir."
Muslim, Selam 109, (2222).
4067 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki: "Ne sirayet, ne safer ne de hame vardir!" Bunu isiten bir bedevi
atilip:
"Ey Allah'in Resulu! Oyle de, kumda geyik gibi olan develer, uyuzlu bir deve
aralarina girince hepsine uyuz bulasmasi nasil oluyor?" diye sordu. Aleyhissalatu
vesselam su cevabi verdi: "Peki birinciye kim sirayet ettirdi?"
Buhari, Tibb 54; Muslim, Selam 101, (2220); Ebu Davud, Tibb 24, (3911, 3912,
3913, 3914, 3915).
4068 - Katan Ibnu Kubeysa babasi radiyallahu anh'tan naklen anlatiyor: "Resulullah
aleyhissalatu vesselam'in soyle soyledigini isittim: "Iyafe, tiyere, tark
sihirdendir."
Ebu Davud, Tibb 23, (3907).
4069 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Bir adam dedi ki: "Ey Allah'in
Resulu! Biz bir evdeydik, oradayken sayimiz cok, malimiz bol idi. Sonra bir
baska eve gectik. Burada sayimiz da azaldi, malimiz da."
Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Burayi zemim (addederek) terkedin!" buyurdular."
Ebu Davud, Tibb 24, (3924).
ZIHAR
4070 - Seleme Ibnu Sahr el-Beyazi radiyallahu anh anlatiyor: "Ben, bir baskasinda
rastlanmayacak derecede kadin mevzuunda zaafi olan (ve siddetli ihtiyac duyan)
bir kimseydim. Ramazan ayi girince (tahammul edemeyip oruclu iken) hanima
temas ediveririm diye korktum. Ve Ramazan boyu devam edecek bir ziharda bulundum.
Bir gece o bana hizmet ederken, onun bazi yerleri acildi. Kendimi tutamayip
temasta bulundum. Sabah olunca yakinlarima gidip durumu haber verdim. Ve:
"Benimle Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelin (durumumu sorayim)" dedim."
"Vallahi hayir! Gelmeyiz!" dediler.
Resulullah'a tek basima gittim, durumu haber verdim.
"Yani sen boyle mi yaptin ey seleme?" buyurdular.
Ben: "Evet, ben oyle yaptim! Evet ben oyle yaptim. Ancak Allah'in emri karsisinda
sabirliyim, allah size her ne gostermisse onu bana hukmedin!" dedim. "Bir
kole azad et!" emrettiler. Ben: "Sizi hak peygamber olarak gonderen Zat-i
Zulcelal'e yemin olsun sundan baska rakabem yok" deyip rakabeme elimle saplattim."
"Oyleyse pes pese iki ay oruc tutacaksin!" buyurdular. Ben: "Ama ben bu gunahi
oruc yuzunden isledim, (dayanamam)!" dedim. "Oyleyse buyurdular, altmis fakire
bir vask kuru hurma taksim et!"
"Seni hak peygamber gonderen Zat-i Zulcelal'e yemin olsun (ben ve hanim, her)
ikimiz ac ve yiyeceksiz olarak geceyi gecirdik" dedim. (Aleyhissalatu vesselam
bu sozum uzerine):
"Beni Zureyk'in sadaka mallarina bakan memura git, o miktar (hurmay)i sana
versin, sen altmis fakire yedir. Geri kalan bakiyeyi de sen ve iyaliniz yeyin!"
buyurdular. Ben kavmime dondum. Onlara: "Sizden zorluk ve bed fikir gordum.
Resulullah aleyhissalatu vesselam'da ise genislik ve guzel fikir buldum. Bana
sadakanizdan verilmesini emretti!" dedim."
Ebu Davud, Talak 17, (2213); Tirmizi, Talak 20, (1200), Tefsir, Mucadile 3295;
Ibnu Mace, talak 25, (2062).