|
|
|
KÜTÜB-İ
SİTTE HADİS-İ ŞERİFLERİ
331 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As (radiyallahu anh)'in anlattigina gore, "Hz.
Peygamber (aleyhissalatu vesselam) kendisine bir ordu hazirlamasini emretmistir.
Mevcut develer (askerlere) yetmedi. Bunun uzerine Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) (devesi olamayanlar icin, bilahere) hazine develerinden odenmek
uzere deve te'min etmesini emretti. (Boylece Abdullah) zekat yoluyla hazineye
gelecek develerden iki adedi karsiliginda bir deve temin ediyordu."
Ebu Davud, Buyu 16, (3357).
332 - Ali Ibnu Ebi Talib (radiyallahu anh)'in anlattigina gore, "Devesini
yirmi kucuk dev mukabilinde veresiye olarak satmistir"
Muvatta, Buyu 59, (2, 652).
333 - Ibnu Omer (radiyallahu anh)'in anlattigina gore, "Kendisi, saticinin
zimmetinde bulunan bir binek devesini, Rebeze'de bulunan dort kucuk deve mukabilinde
satin almistir."
Buhari, bu hadisi bab basliginda (senetsiz olarak) kaydetmistir. (Buyu 108);
Muvatta, Buyu 60, (2, 652).
334 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam) soyle buyurdular: "Iki hayvan, veresiye olarak bir hayvana mukabil
satilamaz. Pesin satilirsa bunda bir beis yok."
Tirmizi, Buyu 21, (1238); Ibnu Mace, Ticarat 56.
335 - Semure Ibnu Cundeb (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam) hayvanin hayvanla veresiye satisini yasaklamistir."
Tirmizi, Buyu 21, (1237); Ebu Davud, Buyu 15; Nesai, Buyu, 65, (7, 292); Ibnu
Mace, Ticarat 56, (2271). Tirmizi, hadisin sahih oldugunu belirtmistir.
336 - Ibnu Sihab anlatiyor: "Said Ibnu'l-Museyyeb derdi ki: "Hayvanda riba
yoktur. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) hayvan satisini uc hususta
yasakladi: el-Mezamin, el-Melakih ve Habelu'l-habele.
Mezamin: Disi devenin karnindaki yavru demektir.
Melakih: Erkek devenin belinde bulunan (ve disiyi dolleyen) sey demektir.
Habelu'l-habele: "Hamile develerin hamile kalmasi yani, disi develerin karnindaki
ceninin doguracagi yavrunun satimi.
Muvatta, Buyu 63, (2, 654).
Imam Malik, bu tabirleri, yukaridaki gibi aciklamistir. Ancak garib kelimeleri
aciklayan lugatci vefakihler nezdinde, mezamin ve melakih kelimeleri aksi
manalari ifade etmektedir.
337 - Imam Malik'e ulastigina gore, bir adam Ibnu Omer (radiyallahu anh)'e
gelerek: "Ben birisine bir borc verdim. Bana, bunu daha ustun bir sekilde
iadesini sart kostum" dedi ve hukmunu sordu. Ibnu Omer (radiyallahu anh):
"Bu ribadir" diye cevap verdi ve su aciklamada bulundu: "Borc verme isi uc
sekilde cereyan eder.
1. Borc vardir, bunu vermekle sadece Allah'in rizasini dusunursun. Karsiliginda
sana riza-yi ilahi vardir.
2. Borc vardir, bununla arkadasini memnun etmek istersin.
3. Borc vardir, temiz bir malla pis bir sey almak icin bu borcu verirsin.
Iste bu ribadir."
Adam: Oyleyse bana ne emredersiniz, ey Abu Abdirrahman? diye sordu. Ibnu Omer
su aciklamada bulundu: "Akdi yirtmani tavsiye ederim. Borclu, verdigin miktari
aynen iade ederse alirsin. Verdiginden daha az iade eder, sen de alirsan sevap
kazanirsin. Eger sana, daha iyi birseyi gonul hoslugu ile verirse, bu sana
bir tesekkurdur, boylece tesekkurunu ifade ediyor demektir. Sana ayrica, ona
vade tanidigin icin sevap vardir."
Muvatta, Buyu 92, (2, 681-682).
338 - Mucahid'in anlattigina gore, "Ibnu Omer (radiyallahu anh) bir miktar
borc para aldi. Bunu sahibine daha iyi bir sekilde odedi. Borc veren adam:
"Bu verdigimden efdaldir (fazladir) diyerek almak istemedi. Ibnu Omer adama:
"Biliyorum, ancak icin bu sekilde rahat edecek" dedi.
Muvatta, Buyu 90, (2, 681).
339 - Salim (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anh)'e belli
bir vade ile bir baskasinda alacagi bulunan adam, parasini daha cabuk alabilmek
icin bir kismindan vaz gececek olsa? diye sordular. Ibnu Omer bunu hos gormedi
ve bu davranisi yasakladi."
Muvatta, Buyu 82, (2, 672).
340 - Ubeyd Ibnu Ebi Salih anlatiyor: "Ben, bilahere odenmek uzere Dar-i Nahle
ehline bez sattim. Bir muddet sonra Kufe'ye gitmek istedim. Borclular bana
gelerek fiyattan biraz inmem halinde pesin odeyeceklerini soylediler. Bunu
Zeyd Ibnu Sabit'e sordum. Bana: "Hayir, bu isi yapmana cevaz veremem, bunu
(ribayi) ne senin yemeni, ne de (satin alanlara) yedirmeni emredemem" dedi.
Muvatta, Buyu 81, (2, 671).