|
|
|
KÜTÜB-İ
SİTTE HADİS-İ ŞERİFLERİ
1961 - Omer Ibnu'l-Hattab (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam)'a bir grup esir getirilmisti. Iclerinde bir kadin vardi, gogusleri
sutle dolu idi. Bu kadin (saga sola) kosuyor, esirler arasinda bir cocuk buldugu
zaman onu yakalayip kucakliyor, gogsune bastiriyor ve emziriyordu. (Dikkatleri
ceken bu manzara karsisinda), aleyhissalatu vesselam:
"Bu kadinin, cocugunu atese atacagina kanaatiniz olur mu?" dedi. Bizler:
"Hayir!" diye cevap verince:
"(Bilin ki), Allah'in kullarina olan rahmeti, bu kadinin cocuguna olan sefkatinden
fazladir" buyurdu."
Buhari, Edeb 18; Muslim, Tevbe 22, (2754).
HAYVANLARA MERHAMET
1962 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) buyurdular ki: "Bir adam yolda, yururken susadi ve susuzlugu artti.
Derken bir kuyuya rastladi. Icine inip susuzlugunu giderdi. Cikinca susuzluktan
soluyup topragi yemekte olan bir kopek gordu. Adam kendi kendine: "Bu kopek
de benim gibi susamis" deyip tekrar kuyuya inip, mestini su ile doldurup agziyla
tutarak disari cikti ve kopegi suladi. Allah onun bu davranisindan memnun
kaldi ve gunahlarini affetti."
Resulullah'in yanindakilerden bazilari:
"Ey Allah'in Resulu! Yani bize hayvanlar (a yaptigimiz iyilikler) icin de
ucret mi var?" dediler. Aleyhissalatu vesselam:
"Evet! Her "yas ciger" (sahibi) icin bir ucret vardir" buyurdu."
Buhari, Sirb 9, Vudu 33, Mezalim 23, Edeb 27; Muslim, Selam 153, (2244); Muvatta,
Sifatu'n Nebi 23, (2, 929-930); Ebu Davud, Cihad 47, (2550).
1963 - Bir diger rivayette soyle denmistir: "Fahise bir kadin, sicak bir gunde,
bir kuyunun etrafinda donen bir kopek gordu, susuzluktan dilini cikarmis soluyordu.
Kadincagiz mestini cikararak (onunla su cekip kopegi suladi). Bu sebeple kadin
magfret olundu."
Muslim, Tevbe 155, (2245).
1964 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) buyurdular ki: "Bir kadin, eve hapsettigi bir kedi yuzunden cehenneme
gitti. Kediyi hapsederek yiyecek vermemis, yeryuzunun haseratindan yemeye
de salmamisti."
Buhari, Bed'u'l-Halk 17, Sirb 9, Enbiya 50; Muslim, Birr 151, (2242).
1965 - Abdullah Ibnu Cafer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah(aleyhissalatu
vesselam)'in kaza-i hacet yaparken geri tarafindan istitar (perdelenme) icin
en ziyade tercih ettigi sutre, bir bina veya bir hurma kumesi idi. Bir seferinde
Ensardan bir zatin bahcesine girdi. Orada bir deve vardi. Deve Resulullah
(aleyhissalatu vesselam)'i gorunce inledi ve gozlerinden yaslar akti. Aleyhissalatu
vesselam deveye yaklasti ve gozyaslarini sildi. Hayvan sakinlesti.
"Bu devenin sahibi kim?" diye sorarak ilgi gosterdi. Ensar'dan bir genc:
"O bana aittir ey Allah'in Resulu!" deyip ortaya cikinca Hz. Peygamber onu
payladi:
"Allah'in sana mulk kildigi bu deve hakkinda AIIah'tan korkmuyor musun? Bak!
Bu bana sikayette bulundu. Sen bunu aciktiriyor ve fazla calistirarak da yoruyormussun."
Ebu Davud, Cihad 47, (2549).
1966 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) buyurdular ki: "Hayvanlarinizin sirtini minberler yerine koymayin.
Surasi muhakkak ki tek basiniza guclukle gidebileceginiz bir yere sizi goturmeleri
icin AIIah onlari sizlere musahhar (hizmetci) kildi. Arzi da sizin (durma
yeriniz) kildi, oyleyse ihtiyaclarinizi (duran hayvaninin sirtinda degil)
arz uzerinde gorun."
Ebu Davud, Cihad 61, (2567).
1967 - Abdurrahman Ibnu Abdullah, babasi Abdurrahman (radiyallahu anh)'dan
rivayet eder ki soyle demistir: "Biz bir seferde Resulullah(aleyhissalatu
vesselam) ile beraber idik. Resulullah bir ara bir ihtiyaci icin yanimizdan
ayrildi. O sirada hummara denen bir kus gorduk, iki tane de yavrusu vardi.
(Kus kacti) yavrularini aldik. Kuscagiz etrafimiza yaklasip cirpinmaya, kanatlarini
cirpip havada inip cikmaya basladi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz
gelince:
"Kim bu zavallinin yavrusunu alip onu izdiraba atti? Yavrusunu geri verin!"
diye emretti. Bir ara, atese verdigimiz bir karinca yuvasi gordu.
"Kim yakti bunu?" diye sordu.
"Biz!" dedik.
"Atesle azab vermek sadece atesin Rabbine hastir" buyurdu."
Ebu Davud, Cihad 122, (2675), Edeb,176, (5268).
1968 - Muhammed Ibnu Ishak kendisine Ebu Manzur denen Samli bir zattan naklediyor,
bu da amcasindan, o da Hadir'in kardesi Amiru'r-Ram'dan nakletmistir. Amir
der ki: "Bizim icin bayraklar ve sancaklar yukseltildigi zaman memleketimizde
idik. Ben: "Bu nedir?" diye sordum.
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in sancagi!" dediler. Yanina gittim.
Bir agacin altinda oturuyordu. Ashabi da etrafini sarmisti. Ben de yanlarina
oturdum. Bir ara Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hastaliklardan ve dertlerden
bahsedip dedi ki:
"Mu'mine bir hastalik gelir, sonra da Allah ona sifa verirse, bu hastalik
onun gecmis gunahlarina kefaret, geri kalan hayati icin de bir ogut olur.
Sayet munafik hastalanir, sonra da afiyet verilirse o, sahibi tarafindan baglanip
sonra da saliverilen fakat nicin baglandigini, nicin saliverildigini bilmeyen
bir deve gibidir."
Aleyhissalatu vesselam'in etrafinda oturanlardan biri:
"Ey Allah'in ResuIu, eskam (hastaliklar) nedir? Ben asla hic hastalanmadim?"
diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Kalk! sen bizden degilsin" buyurdu."
Ebu Davud, Cenaiz 1, (3089).
1969 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) buyurdular ki: "Peygamberlerden birini bir karinca isirdi. O da
(ofkelenerek) karincanin yuvasinin yakilmasini emretti ve yakildi. Allah Teala
Hazretleri ona soyle vahyetti: "Seni bir karinca isirmisken, sen tesbih eden
bir ummeti yaktin."
Buhari, Cihad 152, Bed'u'l-Halk 14; Muslim, Selam 148, (2241); Ebu Davud,
Edeb 176, (5265); Nesai, Sayd 38, (7, 210, 211).
RIFK
1970 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki: "Rifk bir seye girdimi onu mutlaka tezyin eder, bir seyden
de cikarildi mi onu mutlaka kusurlu kilar."
Muslim, Birr 78, (2594); Ebu Davud, Cihad 1, (2578), Edeb 11 (4808).