|
|
|
KÜTÜB-İ
SİTTE HADİS-İ ŞERİFLERİ
1911 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) buyurdular ki: "Sizden once yasayanlardan bir tuccar vardi. Halka
borc verirdi. BorcIulari arasinda fakir gorurse hizmetcilerine: "Onun borcundan
vazgeciverin, boylece AIIah'in da bizim gunahIarimizdan vazgececegini umariz"
derdi. Allah da onun gunahlarindan vazgecti."
Buhari, Sulh 10; Muslim, Musakaat 19, (1557); Nesai, Buyu 104, (7, 318).
1912 - Diger bir rivayette soyle gelmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki: "Bir adam hic hayir amelde bulunmadi. Ancak halka borc verir
ve borcunu toplayan elcisine: "Kolay odeyecekten (zenginden) al, zor odeyecekten
(fakirden) alma, vazgec Ola ki Allah da bizim gunahlarimizdan vazgecer" derdi.
Allahu Teala hazretleri bunun uzerine: "Haydi senin gunahlarindan vazgectim"
buyurdu."
Buhari, Buyu 18, Enbiya 50; Muslim, Musakat 31, (1562); Nesai, Buyu 104, (7,
318).
1913 - Ebu Katade (radiyallahu anh)'nin anlattigina gore, Ebu Katade, bir
boclusunu (para taleb etmek uzere) aramisti. O, kendisinden gizlendi. Bilahare
adami buldu. Ancak:"Dardayim" dedi. Bunun uzerine:
"Allah'a yemin eder misin?" diye sordu. Borclu:
"Vallahi" diye yemin etti. Ebu Katade:
"Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in, "Kim Allah'in kendisini kiyamet
gununun sikintisindan kurtarmasini isterse darda olana nefes aldirsin veya
tamamen bagislayiversin" dedigini isittim" dedi."
Muslim, Kasame 32, (1563).
1914 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam)'da bir adamin (parasi odenmemis) bir devesi vardi. Borcunu istemeye
geldi. Bu sirada kaba sozler sarfetti, hatta Ashab'tan bazilari haddini bildirmek
istedi. Ancak Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buna meydan vermeyip:
"Birakin onu! Hak sahibinin konusma hakki vardir" buyurdu, sonra da:
"Devesini verin!" diye emretti, (ilgililer) devesini aradilarsa da bulamadilar.
Fakat onunkinden daha degerli bir deve buldular. Aleyhissalatu vesselam Efendimiz:
"Bunu verin" dedi. Adam: "Bana borcunu tam odedin, Allah da sana odesin" dedi.
Aleyhissalatu vesselam:
"En hayirliniz, borcunu en iyi odeyendir!" buyurdu."
Buhari, Istikraz, 4, 6, 7,13, Vekalet 5, 6, Hibe 23, 25; Muslim, Musakat 118-122,
(1600-1601), Timizi, Buyu 75, (1316, 1317 Nesai Buyu 64, (7, 291)
1915 - Ebu Katade (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam)'a namazini kildirivermesi icin bir adam(in cenazesi) getirildi.
Aleyhissalatu vesselam:
"Onun uzerinde borc var, arkadasinizin namazini siz kilin!" buyurdu. Ben:
"(Borc) benim uzerime olsun, ey Allah'in Resulu" dedim.
"Sadakatle mi ?" dedi.
"Sadakatle!" dedim. Bunun uzerine cenazenin namazini kildi."
Tirmizi, Cenaiz 69, (1069); Nesai, Cenaiz 67, (4, 65).
KITABU'Z-ZIKR
1916 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) buyurdular ki: "Allah'in, yollarda dolasip zikredenleri arastiran
melekleri vardir. AIIahu Tealayi zikreden bir cemaate rastlarlarsa, birbirlerini
"Aradiginiza gelin!" diye cagirirlar. (Hepsi gelip) onlari kanatlariyla kusatarak
dunya semasina kadar arayi doldururlar. Allah, -onlari en iyi bilen oldugu
halde- meleklere sorar:
"Kullarim ne diyorlar?"
"Seni tesbih ediyorlar, sana tekbir okuyorlar, sana tahmid okuyorlar.
Sana tazim (temcid) ediyorlar" derler. Rabb Teala sormaya devam eder:
"Onlar beni gorduler mi?"
"Hayir!" derler.
"Ya gorselerdi ne yaparlardi?"
"Eger seni gorselerdi ibadette cok daha ileri giderler; cok daha fazla ta'zim,
cok daha fazla tesbihde bulunurlardi" derler. Allah tekrar sorar:
"Onlar ne istiyorlar?"
"Senden, derler, cennet istiyorlar."
"Cenneti gorduler mi?" der.
"Hayir ey Rabbimiz!" derler.
"Yagorselerdi ne yaparlardi?" der.
"Eger gorselerdi, derler, cennet icin daha cok hirs gosterirler, onu daha
israrla isterler, ona daha cok ragbet gosterirlerdi." AIlah Teala sormaya
devam eder:
"Neden istiaze ediyorlar?"
"Cehennemden istiaze ediyorlar" derler.
"Onu gorduler mi ?" der.
"Hàyir Rabbimiz, gormediler!" derler.
"Yagorselerdi ne yaparlardi?" der.
"Eger cehennemi gorselerdi ondan daha siddetli kacarlar, daha siddetli korkarlardi"
derler. Bunun uzerini Rabb Teala sunu soyler:
"Sizi sahid kiliyorum, onlari affettim!"
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sozune devamla sunu anlatti:
"Onlardan bir melek der ki: "Bunlarin arasinda falanca gunahkar kul dahi var.
Bu onlardan degil. O baska bir maksadla ugramisti, oturuverdi." Allah Teala..
"Onu da affettim, onlar oyle bir cemaat ki onlarla oturanlar da onlar sayesinde
bedbaht olmazlar" buyurur."
Buhari, Daavat 66, Muslim, Zikr 25, (2689); Tirmizi, Daavat 140, (3595).
1917 - Yine Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) buyurdular ki: "Kim bir yere oturur ve orada Allah'i zikretmez (ve
hic zikretmeden kalkar) ise AIIah'tan ona bir noksanlik vardir. Kim bir yere
yatar, orada AIIah'i zikretmezse, ona AIIah'tan bir noksanlik vardir. Kim
bir muddet yurur ve bu esnada Allah'i zikretmese, Allah'tan ona bir noksanlik
vardir."
Ebu Davud Edeb 31. (4856) 107,(5059); Tirmizi, Daavat 8, (3377); Hadisin metni
Ebu Davud'a aittir. Sondaki ziyade Ibnu Hibban'in Mevarid'inden alinmadir
(2319).
1918 - Ebu Muslim eI-Egarr (rahimehullah) diyor ki: "Ben sehadet ederim ki
Ebu Hureyre ve Ebu Said (radiyallahu anhuma) Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in
soyle soyledigine sehadet ettiler: "Bir cemaat oturup Allah'i zikrederse,
mutlaka melekler etraflarini sarar, AIlah'in rahmeti onlari burur, ustlerine
sekine iner ve Allah onlari yaninda bulunan (buyuk melek)lere anar."
Muslim, Zikr 39, (2700); Tirmizi, Daavat 7, (3375).
1919 - Hz. Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) buyurdular ki: "Icerisinde Allah zikredilen evlerin misali ile icerisinde
AIIah zikredilmeyen evlerin misali, diri ile olunun misali gibidir."
Buhari, Daavat 66; Muslim, Salatu'l-Musafirin 211, (779).
1920 - Hz. Ebu Hureyre'nin rivayetinde soyle gelmistir: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri diyor ki: "Kulum, hakkimda
nasil bir zan yuruturse ben oyleyimdir. O, beni zikredince ben onunla beraberim.
O beni icinden gecirirse, ben de onu icimden geciririm. O, beni bir cemaat
icerisinde anarsa, ben de onu, onunkinden daha hayirli bir cemaatte anarim.
O, bana bir karis yaklasirsa ben ona bir arsin yaklasirim. O bana bir arsin
yaklasirsa, ben ona bir kulac yaklasirim. O bana yuruyerek gelirse ben ona
kosarak giderim."
Buhari, Tevhid 50; Muslim, Zikr 2, (2675); Tirmizi, Daavat 142, (3598).