|
|
|
KÜTÜB-İ
SİTTE HADİS-İ ŞERİFLERİ
1901 - Hilal Ibnu Sirac Ibni Muccaa an ebihi an ceddihi tarikinden anlattigina
gore: "(Ceddi Muccaa) Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gelerek Beni
Zuhl kabilesine mensup Benu Sedus tarafindan oldurulmus olan kardesinin diyetini
taleb etti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona:
"Eger ben bir musrik icin diyete hukmetseydim kardesin icin hukmederdim. Fakat
ben sana (diyet degil, bunun yerini tutacak) bir bedel vereyim" dedi ve ona,
aleyhissalatu vesselam, Beni Zuhl musriklerinden elde edilecek ilk humustan
yuz deve verecegine dair (senet) yazdi.
(Muccaa bu yuz deveden) bir miktarini almisti. (Tamanini almadan) Beni Zuhl
kabilesi Musluman oldu. Bilahare Muccaa geri kalan develeri Hz. Ebu Bekr (radiyallahu
anh)'den taleb etmek uzere, ona geldi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in
borc senedini gosterdi.
Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh) kendisine Yemame'den gelecek zekattan odenmek
uzere on iki bin sa', yani dort bin sa' bugday, dort bin sa' arpa, dort bin
sa' hurma yazdi. Resulullah'in verdigi yazida (borc senedinde) sunlar yaziliydi:
"Bismillahirrahmanirrahim. Bu Peygamber Muhammed (aleyhissalatu vesselam)'den
Beni Suleymli Muccaa Ibnu Murare'ye (verilmis bir borc) senedidir. Ben kendisine
(oldurulen) kardesine bedel olarak, Beni Zulh musriklerinden gelecek ilk humustan
yuz deve verecegim."
Ebu Davud, Harac 20, (2990).
1902 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
her kabileye bir diyet yazdi. Hicbir azadliya kendini azad edenden baska bir
Muslumani kendine mevla ittihaz etmesi, asil azad edenin izni olmadan helal
degildir."
Nesai, Kasame 38, (8, 52).
1903 - Ibnu Sihab (radiyallahu anh) anlatiyor: "(Diyete istirakte) tatbikat
(sunnet) soyledir: Akile amden yapilan oldurmelerin diyetine (hukuken) istirak
etmez. Gonul rizasiyla ederse o baska. Keza, akileye az da olsa cok da olsa
kolenin bedelinden yuklenmez. Kolenin bedeli, ne miktara balig olursa olsun,
ona, mali olarak tasarruf edenedir. Cunku o, su hadise binaen ticaret mallarindan
bir ticaret malidir: Amden oldurenin diyetine sulhen tesbit edilen diyete;
itiraf yoluyla subut bulan cinayete terettup eden (diyete); islenen bir cinayete
terettup eden ers'e (diyete) ve kolenin bedeline akile istirak etmez, kendi
arzusu ile istirak ederse o baska."
(Keza bir baska) tatbikat dahi soyledir: "Kisi hataen hanimini yaralarsa,
diyet oder, fakat kisas yapilmaz. Ancak kadina amden ulasan (kotulugu sebebiyle)
kisas yapilir."
Bana ulastigina gore, Hz. Omer (radiyallahu anh) buyurmustur ki:
"Kadin, nefsinin ucte birine ulasan ve asan yaralamalar amden oldugu takdirde,
erkekten kisas isteyebilir."
Rezin ilavesidir.
1904 - Tarik Ibnu Sihab (radiyallahu anh) anlatiyor: "Buzaha heyeti Hz. Ebu
Bekir es-Siddik (radiyallahu anh)'agelip sulh istediler. Hz. Ebu Bekir onlari
yerlerinden yurtlarindan edecek harp ile, rezil rusvay edecek sulh arasinda
muhayyer birakti. Heyet mensuplari:
"Yerden yurttan edecegi (mucliyyeyi) anladik, rezil-rusvay edecek (muhziye)
ne demektir?" diye sordular.
"Sizden silahlari ve binekleri alacagiz. Sizin mal ve mulkunuzden elimize
gecenleri ganimet yapacagiz, bizden ele gecirdiklerinizi bize iade edeceksiniz,
bizden oldurduklerinizin (diyetini) borclanacaksiniz, sizin oluleriniz cehennemlik
olacak (onlar icin herhangi. bir odeme yapmayacagiz). Allah Resulu'nun halifesine
ve muhacirlerine sizi mazur kilmalarina sebep olacak bir durum (iyi hal) gosterinceye
kadar kabileleri, develerin pesini takib etmeye birakacak (onlara karismayacak)siniz."
Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh) bu soylediklerini heyet mensuplarina teklif
olarak arzetti. Hz. Omer (radiyallahu anh) soz alip sunu soyledi: "Bahsettigin
"yerden -yurttan edecek savas ve rezil- rusvay edecek sulh" sozun var ya!
Ne guzel de soyledin. Ya su, "Sizden ele gecirdiklerimizi ganimet yapacagiz,
bizden ele gecirdiklerinizi iade edeceksiniz!" sozun var ya! Ne guzel soyledin.
"Bizden oldurdukleriniz icin borclanacaksiniz, sizin oluleriniz cehennemlik"
sozune gelince, bizim olulerimiz Allah'in emri uzerine savastilar ve oldurulduler,
onlarin ecirleri Allah'in uzerinedir, onlar icin diyet yoktur."
Heyet, Hz. Omer (radiyallahu anh)'in soyledigi sartlar uzere beyat yapti.
Derim ki: Bu rivayeti tam olarak Serefuddin el-Barizi zikretti. Rivayeti tahric
edene nisbet etmedi. Bu rivayeti Camiul Kebir muellifi zikretmedi.
Ancak Buhari, rivayetten sadece Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh)'in su sozunu
kaydetti: "A!lah Resulu'nun halifesine ve Muhacirlere sizi mazur kilmalarina
sebep olacak bir durum gosterinceye kadar kabileleri develerin pesini takib
etmeye birakacak, (onlara karismayacak)siniz." Bu kisim Kitabu'l Ahkam'in
sonunda senetsiz olarak mevcuttur, gerisi yoktur.
BORC VE ODEME ADABI BOLUMU
1905 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki: "AIIahu Teala nazarinda, bir kulun Allah tarafindan yasaklanan
kebirelerden sonra, beraberinde getirebilecegi en buyuk gunahlardan biri,
kisinin odenecek karsilik birakmadan uzerinde borc oldugu halde olmesidir.
"
Ebu Davud, Buyu 9, (3342).
1906 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) buyurdular ki: "Kim, odemek arzusu iIe insanlarin malini alir ise,
Allah (onun borcunu) ona bedel eda eder. Kim de telef etmek niyetiyle halkin
malini alirsa Allah onu telefeder."
Buhari, Istikraz 2.
1907 - Imran Ibnu Huzeyfe (rahimehullah) anlatiyor: "Meymune (radiyallahu
anha) fazlaca borca giriyordu. Ailesi bu meselede mudahale edip ayipladilar.
Su cevabi verdi: "Borcu birakmayacagim. Ben dostum ve can yoldasim aleyhissalatu
vesselam'i soyle soylerken dinledim: "Bir borcla borclanan bir kimsenin odeme
niyetinde oldugunu Allah bilince, onun borcunu Allah mutlaka dunyada iken
oder."
Nesai, Buyu 99, (7, 315); Ibnu Mace, Sadakat 10, (2408).
1908 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) buyurdular ki.: "Borcunu odeyebilecek durumda olan zengin kimsenin
odemeyi geciktirmesi zulumdur. Biriniz bir zengine havale olunursa (havaleyi
kabul etsin.)"
Buhari, Istikraz 12, Havalat 1, 2; Muslim, Musakat 33, (1564); Muvatta, Buyu
84, (2, 674); Ebu Davud, Buyu 10, (3345); Tirmizi, Buyu 68, (1308); Nesai,
Buyu 101, (7, 317).
1909 - es-Serrid (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselàm)
buyurdular ki: "Zenginin borcunu savsaklamasi, haysiyetinin ihlal edilmesini
ve cezalandirilmasini helal kilar."
Ibnu'l-Mubàrek der ki: "Irzini helal kilar", kendisine kaba davranilir demektir.
"Cezalandirilmasi" da, hapsedilmesidir."
Ebu Davud, Akdiye 29, (3628); Nesai, Buyu 100, (7, 316); Ibnu Mace, Sadakat
18, (2427); Buhari de bab basliginda kaydetmistir. Istikraz 13.
1910 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
kapida yuksek sesle munakasa edenlerin gorultulerini isitti. Bunlardan biri,
digerinden borc indirmesini taleb ediyor, bir hususta da merhametli olmasini
istiyor. Oburu de:
"Vallahi yapmam!" diyordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yanlarina gitti
ve:
"Hanginiz, hayir yapmamak uzere Allah adina yemin etti?" dedi. Birisi:
"Benim ey Allah'in Resulu! (Borc indirimi ile, merhametli davranmadan) hangisini
dilerse onun olsun (teklifini kabul ettim)" dedi."
Buhari, Sulh 10; Muslim, Musakat 19, (1557).