|
|
|
KÜTÜB-İ
SİTTE HADİS-İ ŞERİFLERİ
1711 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Hz. Fatima ve Hz. Abbas (radiyallahu
anhuma) Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh)'e ugrayip, Resulullah (aleyhissalatu
vesselam)'tan kendilerine kalan mirasi sordular. Hz. Ebu Bekir (radiyallahu
anh) onlara:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in: "Bize kimse varis olamaz, biraktiklarimiz
hep sadakadir. Ancak Al-i Muhammed bu maldan (ihtiyaci kadarini) yer" dedigini
isittim. Allah'a yemin olsun Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yaptigini
gordugum bir seyi terketmem, mutlaka onu yaparim. Ben O'nun emrinden bir sey
terkedecek olsam sapitmaktan korkarim!" dedi.
Bunun uzerine Hz. Fatima, Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anhuma)'e kustu ve alti
ay sonra olunceye kadar onunla konusmadi. Hz. Ali, onu geceleyin defnetti.
Olumunu Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh)'e haber vermedi.
Hz. Ali, Fatima (radiyallahu anhuma) sagken halk nazarinda ayri bir makama,
izzete sahipti. Hz. Fatima vefat edince, halkin alakasi ondan kesildi.
Bir adam Zuhri (rahimehullah)'ye: Ali, (Hz. Ebu Bekir'e) alti ay biat etmedi
mi?" diye sordu.
"Hayir, vallahi hayir, Beni Hasim'den hic kimse geri kalmadi. Ali (radiyallahu
anh), insanlarin nazarlarinin kendinden cevrildigini gorunce Hz. Ebu Bekir
(radiyall hu anh)'le musalahaya mecbur kaldi. Ona haber salarak: "Yaninda
kimse olmadan, yalniz olarak bize gel!" dedi. kendisine Hz. Omer'in gelmesini
istemiyordu, cunku ondaki siddet ve hiddet halini biliyordu. Hz. Omer (radiyallahu
anh):
"Onlara tek basina gitme!" dedi. Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh):
"Vallahi tek basima gidecegim. Bana ne yapabilirler ki?" dedi ve Ebu Bekir
(radiyallahu anh) onlara gitti. Hz. Ali (radiyallahu anh)'nin yanina girdi.
Beni Hasim, yaninda toplanmislar idi. (Hz. Ebu Bekir'i gorunce) kalkti. Allah'a
hamd u senada bulundu. Sonra sunu soyledi:
"Emma ba'd! Ey Ebu Bekir, bizim sana biat etmemize mani olan sey senin faziletini
inkarimiz degildir, sana karsi bir rekabet dusuncemiz de yok. Ancak, biz,
bu "is"te bizim de bir hakkimiz olduguna inaniyorduk. Bize karsi mustebit
davrandiniz!"
Sonra Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a olan yakinligini zikretti.
Ali bunlari zikrettikce Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anhuma) aglamaktan kendini
alamiyordu. Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh) sehadet getirdi, Allah Teala'ya
hamdetti, senada bulundu. Sonra sunlari soyledi:
"Emma ba'd! Allah'a kasem olsun, surasi muhakkak ki, Resulullah (aleyhissalatu
vesselam)'in akrabalari bana, kendi akrabalarimdan daha yakin, daha sevgili.
Ve ben, yeminle soyluyorum, benimle sizin aranizda olan bu mal meselesinde
haktan ve hayirdan hic ayrilmis degilim. Zira, ben Resulullah (aleyhissalatu
vesselam)'tan sunu isittim:
"Bize kimse varis olamaz, biraktigimiz sadakadir. Al-i Muhammed bu maldan
yer. " Vallahi ben, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yaptigini gordugum
bir isi terketmem, Allah'in izniyle mutlaka yaparim" dedi. Hz. Ali (radiyallahu
anh):
"Biat icin ogleden sonra bulusalim"dedi. Ebu Bekir (radiyallahu anh) ogleyi
kilinca, cemaate yonelip Hz. Ali (radiyallahu anh)'nin (biati geciktirmedeki)
beyan ettigi ozurleri halka anlatti. Sonra da Hz. Ali (radiyallahu anh) kalkip,
Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh)'in hakkini tazim buyurdu, faziletlerini, Islam'a
sebkat eden hizmetlerini zikretti. Sonra Ebu Bekir (radiyallahu anh)'e yaklasip
biat etti. Halk, Hz. Ali (radiyallahu anh)'nin etrafini sarip:
"Isabet ettin, cok iyi bir davranista bulundun" diyerek takdir ettiler. Hz.
Ali (radiyallahu anh) bu ma'ruf ise dondugu zaman halk (tekrar) kendisine
yakinlik (ve alaka) gosterdi."
Buhari, Fedailu'l-Ashab 12; Muslim, Cihad 53, (1759). Metin Muslim'dendir.
Hadis BuharI'de muhtasardir.
1712 - Kasim Ibnu Muhammed anlatiyor: "Hz. Aise (radiyallahu anha) bir gun
hastalanmis:
"Vay basim, (oluyorum)!" demisti. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) (saka
olsun diye):
"Keske bu ben sagken olsa, sana istigfàr eder, dua ediveririm!"dedi. Bunun
uzerine Hz. Aise (radiyallahu anha) birden parladi:
"Vay basima gelen. Vallahi goruyorum ki olmemi istiyorsun. Ben olecegim, sen
de aksama zevcelerinden biriyle basbasa kalacaksin ha!" dedi. Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) (sozu degistirerek) dedi ki:
"Bilakis ben oluyorum, vay basim! Ebu Bekir'e ve ogluna birinzi gonderip (benden
sonra hilafet hususunda "ben daha layigim" iddia veya temennisinde bulunacaklara
karsi) yerime gececegi tesbit etmek istemistim. Sonradan (kendi kendime: "Boyle
bir iddiayi Ebu Bekir disinda kim yaparsa) Allah kabul etmez, mu'min1er de
reddederler" dedim (ve vasiyet yapmaktan vazgectim)."
Buhari, Ahkam 51, Merda 16; Muslim, Fedailu's-Sahabe 11, (2387).
1713 - Hz. Aise (radiyallahu anh ) anlatiyor:
"Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh), olum ani yaklasinca (muhtazar olunca), Hz.
Omer'i cagirtti ve:
"Ey Omer, ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ashabi uzerine seni halife
seciyorum. Mizani agir olan, hakka uymasi sebebiyle kiyamet gunu mizani agir
basacak ve agirlik kendine olacak kimsedir. Sadece hakkin girdigi mizanin
agir olmasi da hak olmustur.
Ey Omer! Mizani hafif olan da, batila uymasi sebebiyle, kiyamet gunu sevabi
az ve hafif olan ve bu hafiflikle teraziye girecek olandir. Icerisine sadece
batil giren mizanin hafif olmasi da haktir."
Ayrica, askerlerin komutanlarina da sunu yazdi: "Basiniza Omer'i sectim. Kendim
icin de, Muslumanlar icin de hayri sectim."
Sonra Ebu Bekir (radiyallahu anh) vefat etti ve geceleyin defnedildi. Bilahere
Hz.Omer (radiyallahu anh), ayaga kalkip hamd u sena ettikten sonra sunlari
soyledi:
"Ey insanlar, ben size, hic bilmediginiz bir seyi kendimden uydurup ogretecek
degilim. Ben Omer'im. Size emir olma hususunda hirsim yok. Ancak vefat eden
Ebu Bekir (radiyallahu anh) bunu bana vasiyet etti. Bu isi ona Allah'in ilham
ettigine inaniyorum. Imamligimi, ona ehil olmayan kimseye birakmam. Fakat
onu, Muslumanlara saygi gostermeye gayret edenlere birakirim. Iste boyleleri,
Muslumanlara emir olamya baskalarindan daha cok layiktir."
Muvatta'da bulunamamistir.
1714 - Ma'dan Ibnu Ebi Talha anlatiyor:
"Hz. Omer (radiyallahu anh), cuma gunu hutbe verdi. Once Resulullah (aleyhissalatu
vesselam)'i hatirlatti, sonra Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh)'i andi. Sonra
da sunlari soyledi:
"Ben ruyamda bir horoz gordum, bana uc gaga vurdu. Bunu, ecelim yaklasti diye
yordum. Bazi kimseler, yerime birini secmemi soyluyorlar, Allah ne dini, ne
hilafetini, ne de Resulu (aleyhissalatu vesselam) ile gonderdigi seyi zayi
edecek degildir. Eger ecelim cabucak gelirse hilafet, Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) olurken kendilerinden razi bulundugu su alti kisinin musaveresi
ile belirlenecektir. Ben biliyorum ki, bazilari bu secime dil uzatacaklardir.
Bunlar benim su elimle Islam'a kattigim kimselerdir. Eger bunu yaparlarsa
bilin ki, onlar ancak Allah'in dusmanlaridir, kafirlerdir, sapiklardir.
Sonra sozune soyle devam etti:
"Ey Rabbim, seni Ensar'in umerasina sahid kiliyorum. (Bilin ki) ben onlari,
adaletli olsunlar ve halka dinlerini, Peygamberlerinin (aleyhissalatu vesselam)
sunnetini ogretsinler (zekati) aralarinda taksim etsinler, dini meselelerde
muskilatla karsilasinca bana bildirsinler diye baslarina tayin ettim."
Hz. Omer (radiyallahu anh)'in bu hutbesinden bir cuma gecmisti ki hancerlendi.
Yanina girmek icin once Muhacirler'e, sonra Ensar'a, sonra Medineliler'e,
sonra Samlilar'a, sonra Iraklilar'a sirayla izin verdi. Biz huzura girenlerin
sonuncusu idik. Siyah bir burde ile yarasi sarilmis, uzerinden kanlar akiyor
vaziyette gorduk.
"Bize vasiyette bulun!" dedik. Ona bizden baska vasiyet talebinde bulunan
olmadi.
"Size dedi, Allah'in Kitabi'ni vasiyet ediyorum. Zira ona uydugunuz muddetce
asla sapitmazsiniz. Size Muhacirler'i de vasiyet ediyorum. Zira insanlar cogalirken
onlar azaliyor. Size Ensar'i da vasiyet ediyorum. Zira onlar, imanin sigindigi
melcedir. Size bedevileri de vasiyet ediyorum.
Zira onlar asliniz, dayanaginizdir."
Bir rivayette soyle denmistir: "...Zira onlar kardeslerinizdir, dusmaninizin
dusmanidir. Size zimmileri de vasiyet ediyorum, zira onlar Peygamberimiz (aleyhissalatu
vesselam)'in zimmeti ve ailenizin rizkidir. Beni terkedin artik."
Buhari, Ahkam 51, Muslim, Imaret 12, (1823); Tirmizi, Fiten 48, (2226); Ebu
Davud, Harac 8, (2939).
Bir rivayette soyle gelmistir: "Hz. Omer (radiyallahu anh) hancerlendigi zaman
kendisine: "Birini yerinize secseniz!" denilmisti. Su cevabi verdi:
"Yani isinizi sagken de, olmusken de ben mi sirtimda tasiyayim? Mamafih, birisini
sececek olsam (bu caizdir, zira) benden daha hayirliolan Ebu Bekir secmistir.
Secimi terkedecek olsam (bu da caizdir zira) benden daha hayirli olan Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) da secimi terketti. Ben istedim ki, bundaki nasibim
basa bas olsun, ne lehime ne dealeyhime"
Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) dedi ki: "(Omer'in bu sozu uzerine)
anladim ki, yerine kimseyi tayin etmeyecektir." Oradakiler:
"Allah hayirli mukafaatlar versin. Sen su su hizmetleri yaptin" dediler. O
da: "Uman ve korkan" diye cevap verdi."
1715 - Hz. Aise (radiyallahu anh ) anlatiyor:
"Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh), olum ani yaklasinca (muhtazar olunca), Hz.
Omer'i cagirtti ve:
"Ey Omer, ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ashabi uzerine seni halife
seciyorum. Mizani agir olan, hakka uymasi sebebiyle kiyamet gunu mizani agir
basacak ve agirlik kendine olacak kimsedir. Sadece hakkin girdigi mizanin
agir olmasi da hak olmustur.
Ey Omer! Mizani hafif olan da, batila uymasi sebebiyle, kiyamet gunu sevabi
az ve hafif olan ve bu hafiflikle teraziye girecek olandir. Icerisine sadece
batil giren mizanin hafif olmasi da haktir."
Ayrica, askerlerin komutanlarina da sunu yazdi: "Basiniza Omer'i sectim. Kendim
icin de, Muslumanlar icin de hayri sectim."
Sonra Ebu Bekir (radiyallahu anh) vefat etti ve geceleyin defnedildi. Bilahere
Hz.Omer (radiyallahu anh), ayaga kalkip hamd u sena ettikten sonra sunlari
soyledi:
"Ey insanlar, ben size, hic bilmediginiz bir seyi kendimden uydurup ogretecek
degilim. Ben Omer'im. Size emir olma hususunda hirsim yok. Ancak vefat eden
Ebu Bekir (radiyallahu anh) bunu bana vasiyet etti. Bu isi ona Allah'in ilham
ettigine inaniyorum. Imamligimi, ona ehil olmayan kimseye birakmam. Fakat
onu, Muslumanlara saygi gostermeye gayret edenlere birakirim. Iste boyleleri,
Muslumanlara emir olamya baskalarindan daha cok layiktir."
Muvatta'da bulunamamistir.
1716 - Ma'dan Ibnu Ebi Talha anlatiyor: "Hz. Omer (radiyallahu anh), cuma
gunu hutbe verdi. Once Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i hatirlatti, sonra
Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh)'i andi. Sonra da sunlari soyledi:
"Ben ruyamda bir horoz gordum, bana uc gaga vurdu. Bunu, ecelim yaklasti diye
yordum. Bazi kimseler, yerime birini secmemi soyluyorlar, Allah ne dini, ne
hilafetini, ne de Resulu (aleyhissalatu vesselam) ile gonderdigi seyi zayi
edecek degildir. Eger ecelim cabucak gelirse hilafet, Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) olurken kendilerinden razi bulundugu su alti kisinin musaveresi
ile belirlenecektir. Ben biliyorum ki, bazilari bu secime dil uzatacaklardir.
Bunlar benim su elimle Islam'a kattigim kimselerdir. Eger bunu yaparlarsa
bilin ki, onlar ancak Allah'in dusmanlaridir, kafirlerdir, sapiklardir.
Sonra sozune soyle devam etti: "Ey Rabbim, seni Ensar'in umerasina sahid kiliyorum.
(Bilin ki) ben onlari, adaletli olsunlar ve halka dinlerini, Peygamberlerinin
(aleyhissalatu vesselam) sunnetini ogretsinler (zekati) aralarinda taksim
etsinler, dini meselelerde muskilatla karsilasinca bana bildirsinler diye
baslarina tayin ettim."
Hz. Omer (radiyallahu anh)'in bu hutbesinden bir cuma gecmisti ki hancerlendi.
Yanina girmek icin once Muhacirler'e, sonra Ensar'a, sonra Medineliler'e,
sonra Samlilar'a, sonra Iraklilar'a sirayla izin verdi. Biz huzura girenlerin
sonuncusu idik. Siyah bir burde ile yarasi sarilmis, uzerinden kanlar akiyor
vaziyette gorduk.
"Bize vasiyette bulun!" dedik. Ona bizden baska vasiyet talebinde bulunan
olmadi.
"Size dedi, Allah'in Kitabi'ni vasiyet ediyorum. Zira ona uydugunuz muddetce
asla sapitmazsiniz. Size Muhacirler'i de vasiyet ediyorum. Zira insanlar cogalirken
onlar azaliyor. Size Ensar'i da vasiyet ediyorum. Zira onlar, imanin sigindigi
melcedir. Size bedevileri de vasiyet ediyorum.
Zira onlar asliniz, dayanaginizdir."
Bir rivayette soyle denmistir: "...Zira onlar kardeslerinizdir, dusmaninizin
dusmanidir. Size zimmileri de vasiyet ediyorum, zira onlar Peygamberimiz (aleyhissalatu
vesselam)'in zimmeti ve ailenizin rizkidir. Beni terkedin artik."
Buhari, Ahkam 51, Muslim, Imaret 12, (1823); Tirmizi, Fiten 48, (2226); Ebu
Davud, Harac 8, (2939).
Bir rivayette soyle gelmistir: "Hz. Omer (radiyallahu anh) hancerlendigi zaman
kendisine: "Birini yerinize secseniz!" denilmisti. Su cevabi verdi:
"Yani isinizi sagken de, olmusken de ben mi sirtimda tasiyayim? Mamafih, birisini
sececek olsam (bu caizdir, zira) benden daha hayirliolan Ebu Bekir secmistir.
Secimi terkedecek olsam (bu da caizdir zira) benden daha hayirli olan Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) da secimi terketti. Ben istedim ki, bundaki nasibim
basa bas olsun, ne lehime ne de aleyhime. . . "
Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) dedi ki: "(Omer'in bu sozu uzerine)
anladim ki, yerine kimseyi tayin etmeyecektir." Oradakiler:
"Allah hayirli mukafaatlar versin. Sen su su hizmetleri yaptin" dediler. O
da: "Uman ve korkan" diye cevap verdi."
1717 - Abdullah Ibnu Selam (radiyallahu anh) anlatiyor:
"Hz. Osman (radiyallahu anh) muhasara edildign zaman, namaz kildirma isine
Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh)'yi tayin etti. Bazan Hz. Ibnu Abbas kildiriyordu.
Sonra, Hz. Osman (isyancilara) elci yollayip, benden ne istiyorsunuz? diye
sordu. Onlar: "Hilafetten ayrilmani istiyoruz" dediler. O da: "Allah'in bana
giydirdigi bir kaftani cikarmam" diyerek reddetti.
"Onlar seni oldurecekler!" dediler. O:
"Beni oldurdugunuz takdirde, ebediyyen birbirinizi sevmeyecek, dusmanla elbirlik
savasamayacaksiniz. Gore gore ihtilafa duseceksiniz. Ey kavm, bana karsi cikardignniz
su ihtilaf sakin ola basiniza, sizden oncekilerin maruz kaldigi belayi dolamasin!"
dedi. Ihtilalcilerin tazyikleri artinca, cuma gunune oruclu olarak girdi.
Gun biraz ilerleyince uyudu.Uyaninca:
"Su anda ruyamda Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i gordum. Bana: "Aksam
yanimizda iftarini yapacaksin" buyurdu" dedi.
O gun olduruldu. Sonra Hz. Ali (radiyallahu anh) hutbe okumak uzere kalkti.
Hamd u senadan sonra:
"Ey insanlar, dedi, bana yaklasin, gozlerinizi, kulaklarinizi dort acin. Sahsen
ben ve sizler hepimizin fitnenin icine dusmemizden korkuyorum. Fitne sirasinda,
hepimize gayret gerekecek." Devamla dedi ki:
"Allah bu ummeti iki edeble terbiye etti: Kitap ve Sunnet. Bunlarin (tatbiki
hususunda), sultan nezdinde gevseklik olamaz. Oyle ise Allah'tan korkun, aranizdaki
meseleleri halledin."
Hz. Ali (radiyallahu anh) bunlari soyleyip minberden indi ve beytu'l-maldan
arta kalan servete yonelerek Muslumanlar arasinda taksim etti."
Rezin ilavesidir, kaynagi bulunamamistir.
1718 - Hasan Basri (rahimehullah) hazretleri anlatiyor:
"Hasan Ibnu Ali, vallahi Hz. Muaviye (radiyallahu anhuma)'yi daglar gibi buyuk
askeri birliklerle karsiladi. Bunun uzerine Amr Ibnu'1-As, Hz. Muauiye ye:
"Ben vallahi, oyle askeri birlikler goruyorum ki, bunlar kendileri gibi (sayica
ve keyfiyetce) akran olan birlikleri oldurmedikce geri donmezler" dedi. Muaviye
de Amr (radiyallahu anh)'a -ki vallahi Hz. Muaviye bu iki adamin hayirlisidir-
su cevabi verdi:
"Ey Amr, soyle bakalim! Sunlar (bizimkiler) oburlerini, oburleri de sunlari
oldurseler Muslumanlarin islerini kim benim adima yurutecek, kim kadinlarinin,
yetimlerinin bakimini benim adima uzerine alacak?"
Sulh yapmak icin, Kureys'in Beni Abdissems boyundan iki kisiyi yani Abdurrahman
Ibnu Semure ve Abdullah Ibnu Amir'i, Hz. Hasan (radiyallahu anh)'a gonderdi.
Bunlara:
"Haydi, su zata gidin, ona (sulh yapmak istedigimizi) soyleyin. (Hilafet arzusundan
vazgecmesini) taleb edin, (buna mukabil ne isterlerse) verin!" dedi. Bunlar
Hz. Hasan (radiyallahu anh)'in yanina gidip, huzuruna ciktilar. (Hz. Muaviye'nin
tenbihine uygun olarak) konustular. (Hilafeti Hz. Muaviyeye birakmasi halinde
ne isterse verecegini) soylediler. Hz. Hasan (radiyallahu anh) onlara:
"Bizler Abdulmuttalib'in ogullariyiz. Beytu'l-maldan bir hissemiz var. Bu
ummet (ihtiyac karsisinda mal icin) kanini israf etmeye basladi. (Beytu'1-maldan
bize ayrilacak hisse nedir?)" dedi. Onlar:
"Hz. Muaviye size sunlari teklif ediyor, hilafetten vazgecmenizi taleb ediyor,
mukabilinde ne istediginizi soruyor" dediler. Hz. Hasan (radiyallahu anh):
"Sizin bu vaadlerinizi bize kim tekefful edecek?" dedi. Elciler:
"Sana biz tekefful ediyor, garanti veriyoruz!" dediler. Hz. Hasan her ne talebte
bulundu ise hepsine:
"Biz tekefful ediyoruz!" diyerek teminat verdiler. Boylece Hz. Hasan, Hz.
Muaviye (radiyallahu anhuma) ile sulh yapti.
Hasan Basri demistir ki: "Ben Ebu Bekir (radiyallahu anh)'i isittim soyle
demisti: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i minberde gordum, yaninda Hz.Hasan
Ibnu Ali vardi. Bazan halka yoneliyor, bazan Hasan'a yoneliyor ve: "Su oglum,
seyyiddir. Umulur ki, Allah bununla iki muazzam Musluman orduyu sulha kavusturacak"
diyordu."
Buhari, Sulh 9, Menakib 25, Fedailu'l-Ashab 22, Fiten 20.
HUL' BOLUMU
1719 - Sevban (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki:
"Ciddi bir sebep olmadan, kocasindan hul' yoluyla bosanan kadin, cennetin
kokusunu alamaz."
Tirmizi,Talak 11, (1186,1187); Ebu Davud, Talak 18 (2226); Nesai, Talak 34,
(6,168).
Ebu Davud'un bir rivayetinde soyle denmistir: "Hangi kadin zevcesinden bosanma
taleb ederse..." Ebu Hureyre'nin Nesai'de gelen bir rivayetinde: "Kocasindan
hul' suretiyle bosanan kadinlar (gunahca) munafiklar gibidir" buyurulmustur.
1720 - Ibnu Abbas (radiyallahu anh) anlatiyor: "Sabit Ibnu Kays Ibni Semmas
(radiyallahu anh)'in hanimi Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gelerek:
"Ben Sabit'i ahlak ve diyanetinden dolayi itab etmiyorum. Ancak Islam'da kufre
dusmekten korkuyorum -bu sozuyle nefret ettigini soylemek istedi-" dedi. Resulullah
(aleyhissalatu vesselam):
"(Mehir olarak aldigin) bahcesini iade eder misin?" diye sordu. Kadin:
"Evet!" deyince, Sabit'e:
"Bahceyi al ve onu bosa!" dedi.
Buhari, Talak 12; Nesai, Talak 34, (6,169); Ibnu Mace, Talak 22, (2056).