|
|
|
KÜTÜB-İ
SİTTE HADİS-İ ŞERİFLERİ
1651 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
olmek uzere olan bir gencin yanina girmisti. Hemen sordu:
"Kendini nasil buluyorsun?"
"Ey Allah'in Resulu, Allah'tan umidim var, ancak gunahlarimdan korkuyorum"
diye cevap verdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da su aciklamayi yapti:
"Bu durumda olan bir kulun kalbinde (umit ve korku)birlesti mi Allah o kulun
umid ettigi seyi mutlak verir ve korktugu seyden de onu emin kilar."
Tirmizi, Cenaiz 11, (983); Ibnu Mace, Zuhd 31, (4261).
1652 - Hz. Aise (radiyallahu anh ) diyor ki: "Ben Resulullah (aleyhissalatu
vesselam)'i ciddi bir sekilde, kucuk dili gorunecek derecede guldugunu gormedim.
O, sadece tebessum ederdi."
Buhari, Tefsir, Ahkaf 2, Edeb 68; Muslim, Istiska 16, (899); Ebu Davud, Edeb
113, (5098, 5099); Trimizi, Tefsir, Ahkaf, (3254).
Buhari'in bir rivayetinde su ziyade mevcuttur: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) bir bulut gorecek olsa bu yuzunden bilinirdi. Ben (bir seferinde):
"Ey Allah'in Resulu, halk bir bulut gorecek olsa, yagmur getirebilir umidiyle
sevinir, halbuki sen bir bulut gordugunde uzuldugunu yuzunden okuyorum, sebebi
nedir?" diye sordum. Bana su cevabi verdi:
"Ey Aise! Bunda bir azab bulunmadigi hususunda bana kim te'minat verebilir?
Nitekim gecmiste bir kavm ruzgarla azaba ugratilmistir. O kavim azabigordukleri
vakit: "Bu gorduyumuz, bize yagmur getirecek bir buluttur" demislerdi."
1653 - Ebu Zerr (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki: "Ben sizin gormediginizi gorur, isitmediginizi isitirim. Nitekim
sema uguldadi, uguldamak da ona hak oldu. Semada dort parmak sigacak kadar
bos bir yer yoktur, her tarafta Allah'a secde icin alnini koymus bir melek
vardir. Allah'a yemin olsun, benim bildigimi siz bilse idiniz az guler, cok
aglardiniz, yataklarda kadinlarla telezzuz etmezdiniz, yollara, collere dokulur,
(belanizi defetmesi icin) Allah'a yalvar yakar olurdunuz."
Ebu Zerr (radiyallahu anh) ilave etti:"Keske sokulen bir agac olsaydim." Tirmizi,
Zuhd 9, (2313); Ibnu Mace, Zuhd 19, (4190).
1654 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) buyurdular ki: "Mu'min, Allah indindeki ukubeti bilseydi, cennetten
umidini keserdi. Eger kafir Allah'in rahmetini bilse idi, cennetten umidini
kesmezdi. "
Rezin ilavesidir. Hadis'i Muslim tahric etmistir: Tevbe 23, (2755); Keza,
Tirmizi de tahric etmistir: Da'avat 108, (3536).
1655 - Ebu Burde Amir Ibnu Ebi Misa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bana, Abdullah
Ibnu Omer (radiyallahu anhuma):
"Biliyor musun babam babana ne demis?" diye sordu. Ben: "Bilmiyorum" dedim.
Bunun uzerine:
"Babam, senin babana: "Ey Ebu Musa! Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la
olan Islamimiz, onunla olan hicretimiz, onunla olan butun amellerimiz bizim
icin sabit ve devamli olsa, ondan sonra isledigimiz amellerin de herbirinden
basa bas kurtulsak bu seni memnun eder mi?" dedi. Baban, babama su cevabi
verdi:
"Vallahi hayir! Biz ondan sonra cihad yaptik, namaz kildik, oruc tuttuk, cok
hayirlar isledik. Bizim elimizde cok insan Musluman oldu. Biz butun bunlarin
ecrini umid ediyoruz." Babam tekrar dedi ki:
"Fakat ben, Omer'in ruhu yed-i kudretinde olan Zat-i Zulcelal'e kasem olsun,
bunlarin bize sabit kalmasini, O'ndan sonra yaptiklarimizdan da basa bas kurtulmayi
isterim."
Ben atilip: "Senin baban, vallahi benim babamdan daha hayirliymis" dedim."
Buhari, Menakibu'l-Ensar 45.
ALEMIN YARATILISI BOLUMU
1656 - Imran Ibnu Husayn (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Mescidde, Resulullah
(aleyhissalatu vesselam)'in huzuruna girmistim. (O sirada) Beni Temim kabilesinden
bir grup insan geldi. Onlara:
"Ey Beni Temim, size mujde olsun!" diyerek soze baslamisti. Onlar hemen:
"Bize mujde verdin. Oyle ise (beytu'l-malden) iki kere bagis yap!" diye talepde
bulundular. Onlarin bu cevabi karsisinda Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in
yuzunden rengi atti. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in huzuruna (Hayber'in
fethi sirasinda) Yemen halkindan bir grup (Es'ari) girmisti. Onlara:
"Ey Yemenliler! Beni Temim'in kabul etmedigi mujdeyi siz bari kabul edin!"
dedi. Onlar:
"Kabul ettik ey Allah'in Resulu!" dediler ve arkadan ilave ettiler:
"Biz dinimizi ogrenmeye ve bu (yaratilis) isinin basi ne idi, onu senden sormaya
geldik!" dediler. Bunun uzerine Resulullah (aleyhissalatu vesselam), mahlukatin
ve Ars'in baslangicini anlatmaya basladi:
"Bidayette Allah vardi, O'ndan once baska bir sey yoktu. O'nun Ars'i suyun
uzerinde bulunuyordu. Sonra gokleri ve yeri yaratti. Sonra zikr (denen kader
defterinde ebede kadar cereyan edecek) her seyi yazdi."
Buhari, Megazi, 67, 74, Bed'u'l-Halk 1, Tevhid 22; Tirmizi, Menakib, 3946.
1657 - Ebu Rezin el-Ukeyli (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu,
dedim, mahlukatini yaratmazdan once Rabbimiz nerede idi?" Bana su cevabi verdi:
"el-Ama'da idi. Ne altinda hava, ne de ustunde hava vardi. Arsini su uzerinde
yaratti."Ahmed Ibnu Hanbel dedi ki: "Yezid sunu soyledi: el-Ama, yani "Allah'la
birlikte baska bir sey yoktu" demektir."
Tirmizi, Tefsir, Hud (3108).
1658 - Tarik Ibnu Sihab (radiyallahu anh) anlatiyor: "Omer Ibnu'l-Hattab dedi
ki: "(Birgun) Resulullah (aleyhissalatu vesselam) aramizdan dogrularak mahlukatin
ilk yaratilisindan baslayarak (gecmis olan gelecek olan butun safalari) cennet
ehlinin cennete, cehennem ehlinin cehennemegirmesine kadar anlatti. Bunu bir
kismi ogrendi, bir kismi unuttu."
Buhari, Bed'ul-Halk 1.
1659 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh.) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri akli yarattigi zaman ona:
"Gel!" dedi, o da geldi. Sonra "Geri don!" diye emretti. O da geri dondu.
Bunun uzerine akla sunu soyledi: "Ben, kendime senden daha sevgili olan baska
bir sey yaratmadim. Seni, nezdimde mahlukatin en sevgilisi olana bindirecegim."
Rezin ilavesi.
1660 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
bana: "Allah'in meleklerinden olan Ars'in tasiyicilarindan bir melek hakkinda
rivayette bulunmam icin bana izin verildi" dedi ve ilave etti: "Onun kulak
yumusagi. ile ensesi arasindaki uzaklik yedi yuz senelik mesafedir"
Ebu Davud, Sunnet 19, (4727).