|
|
|
KÜTÜB-İ
SİTTE HADİS-İ ŞERİFLERİ
1571 - Seleme Ibnu Muhabbak (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam), haniminin cariyesine temas eden bir adam hakkinda soyle hukmetti:
"Eger, adam cariyeyi zorladi ise, cariye hurdur, adam, cariyenin efendisine
(yani karisina) mislini borclanmistir, cariye riza gostermisse, cariye adamin
olur, cariyenin efendisine, onun bir mislini borclanir."
Ebu Davud, Hudud 28, (4460, 4461); Nesai, Nikah 70, (1,124); Ibnu Mace, Hudud
8, (2553).
1572 - Bera Ibnu'l-Azib (radiyallahu anh) anlatiyor: "Dayim Ebu Burde Ibnu
Niyar -beraberinde bir bayrak oldugu halde- bana ugradi. Kendisine nereye
gidecegini sordum.
"- Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bana babasinin hanimiyla evlenen bir
adamin kellesini getirmemi (ve malina da el koymami) emretti, Ona gidiyorum"
diye Cevap verdi."
Tirmizi, Ahkam 25, (1362); Ebu Davud, Hudud:27, (4456, 4457); Nesai, Nikah
58, (6,109-110); Ibnu Mace, Hudud 35, (2607).
1573 - Hz. Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) soyle emretti: "Kim, nikahi haram olan bir akrabasina cinsi temasta
bulunursa -veya soyle demisti; kim haram yakini ile evlenirse- onu oldurun."
1574 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: Bir adam, Resulullah (aleyhissalatu
vesselam)'in ummu veledine temas etmekle itham edilmisti. Resulullah (aleyhissalatu
vesselam), Hz. Ali (radiyallahu anh)'ye : "Git boynunu vur!" diye emretti.
Hz. Ali, adama geldigi vakit, onu bir kuyunun icinde (yikanip) serinliyor
buldu.
"Cik disari!" diyerek elinden tutup kuyunun disina cikardi. Hz. Ali, adamin
mecbub (burulmus) ve tenasul organindan mahrum oldugunu gordu. Artik ona dokunmayip,
durumu Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e haber verdi. Resulullah, onu,
davranisi sebebiyle takdir etti."
Bir rivayette su ziyade gelmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Sahid,
gaibin gormedigini gorur" buyurdu".
Muslim, Tevbe 59, (2771).
1575 - Sehl Ibnu Sa'd (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam Resulullah (aleyhissalatu
vesselam)'a gelerek ismini de verdigi bir kadinla zina yaptigini itiraf etti.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kadina adam gondererek meseleyi sordurdu.
Kadin, zina ettigini inkar etti. Bunun uzerine, adama hadd celdesi tatbik
etti, kadina dokunmadi."
Ebu Davud, Hudud 31, (4466).
1576 - Ibnu Abbas hazretleri (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Bekr Ibnu Leys
kabilesinden bir adam, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek, bir
kadinla (itiraf ederek) dort kere zina yaptigini soyledi. Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) ona yuz sopa vurulmasina hukmetti. Zira adam bekardi. Sonra, kadin
aleyhine beyyine sordu. Kadin:
"- Ey Allah'in Resulu! Vallahi yalan soyluyor" dedi. bunun uzerine, Resulullah,
adami iftira (kazf) haddine, yani seksen sopaya mahkum etti."
Ebu Davud, Hudud 31, (4467).
RESULULLAH'IN HADD TATBIK ETTIKLERI KIMSELER
1577 - Hz. Bureyde (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam)'a, Maiz Ibnu Malik el-Eslemi (radiyallahu anh) gelerek:
"- Ey Allah'in Resulu, ben nefsime zulmettim, zina fazihasini isledim, beni
temizlemeni istiyorum" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onu reddetti
(geri cevirip meselenin uzerine gitmedi). Ancak Maiz ertesi gun tekrar geldi.
Yine:
"- Ey Allah'in Resulu, ben zina fazihasini irtikab ettim!" diye ikinci sefer
itirafta bulundu. Adami ikinci sefer geri ceviren Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) adamin kavmine birisini yollayarak:
"Onun aklinda bir noksanlik biliyor musunuz, normal bulmadiginiz bir davranisina
rastladiniz mi?"diye tahkik ettirdi. Ancak hep beraber:
"Biz onu gordugumuz kadariyla, aramizdaki salih kisilere denk akil (ve feraset)
sahibi biliyoruz" dediler. Maiz ucuncu sefer muracaatta bulundu. Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam) onlara yine birini gondererek adam hakkinda sordurdu.
Yine ne kendinde, ne aklinda bir kusur olmadigini soylediler.
Adam dorduncu sefer muracaat edince, ona bir cukur kazdirdi. Taslanmasini
emretti ve taslandi.
Ravi der ki: Gamidiye adinda bir kadin da gelerek:
"Ey Allah'in Resulu, beni niye reddediyorsun. Goruyorum ki, beni de Maiz gibi
geri cevirmek istiyorsun. Allah'a kasem olsun ben hamileyim de!" dedi. Hz.
Peygamber (aleyhissalatu vesselam):
"Oyle ise hayir. Sen git ve cocugu dogurunca gel" dedi. Kadin gitti cocugu
dogurunca, bir beze sarilmis olarak cocukla geldi.
"Iste cocuk, dogurdum!" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Git, sutten kesinceye kadar emdir, sonra gel!" buyurdu. Kadin gitti, o cocugu
sutten kesince cocukla birlikte geldi. Cocugun elinde bir ekmek parcasi vardi.
"Ey Allah'in Resulu, iste cocuk, sutten kestim, yemek de yedi" dedi.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) cocugu alip, Muslumanlardan birine teslim
etti. Sonra bir cukur kazilmasini emir buyurdu. Gogsune kadar derinlikte bir
cukur kazildi. Bundan sonra halka taslamalarini emretti. Herkes tasladi. Halid
Ibnu Velid (radiyallahu anh) elinde bir tas ilerledi, basina atti. Kan yuzune
fiskirmisti, kadina kufretti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Halid'in
kadina kufrettigini isitince:
"Ey Halid agir ol!" dedi ve ilave etti:
"Nefsimi kudret elinde tutan Zat-i Zulcelal'e kasem olsun, bu kadin oyle bir
tevbe yapti ki, sayet alis-veriste sahtekarlik yapanlar ayni tevbe ile tevbe
yapsalardi, onlarin bile magfiretine yeterdi !"
Sonra Resulullah (tekfin) emretti. Kadinin uzerine namaz kildirdi ve defnedildi."
Muslim, Hudud 22, (1695); Ebu Davud, Hudud 24, 25, (4434, 4441).
1578 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
zina yapmis olan bir kimse icin celde ile hadd tatbik edilmesini emretti.
Sonra, onun muhsan oldugu bildirildi. Bu sefer recmedilmesini emretti ve recmedildi."
Ebu Davud, Hudud 24, (4438, 4439).
1579 - Imran Ibnu'l-Husayn (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam)'a Cuheyneli, zinadan hamile kalmis bir kadin geldi ve:
"- Ey Allah'in Resulu! Ben bir hadd curmu isledim, cezasini bana tatbik et"
dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da kadinin velisini cagirip:
" Buna iyi muamelede bulunun. Cocugu dogurunca kadini bana getirin!" buyurdu.
Velisi oyle yapti. (Dogumdan sonra gelince) Resulullah kadinin elbisesini
uzerine baglamalarini emretti. Sonra taslamalarini soyledi ve taslandi. Uzerine
cenaze namazi kildirdi. (Bunu goren) Hz. Omer:
"- Bu zaniye kadina namaz mi kildiriyorsun?" dedi. Aleyhissalatu vesselam
Efendimiz:
" Bu oyle bir tevbe yapti ki, onun tevbesi Medine ahalisinden yetmis kisiye
taksim edilseydi onlarin hepsini rahmete bandirirdi. Sen Allah icin canini
vermekten daha efdal bir amel biliyor musun?" diye cevap verdi."
Muslim, Hudud 24, (1696); Tirmizi,Hudud 9, (1435); Ebu Davud, Hudud 25, (4440,
4441); Nesai, Cenaiz 64, (4, 63).
1580 - Ebu Hureyre ve Zeyd Ibnu Halid el-Cuheni (radiyallahu anhuma) anlatiyor:
"Bir bedevi, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gelerek:
"- Ey Allah'in Resulu, Allah askina, hakkimda Allah'in kitabiyla hukmet!"
diye yemin verdi. Bundan daha fakih olan bir digeri de:
"- Evet aramizda Kitabullah'la hukmet, bana da izin ver!" talebinde bulundu.
Aleyhissalatu vesselam Efendimiz:
" Meramini soyle! (seni dinliyorum)" dedi. Adam:
"- Oglum bunun yaninda isci idi. Karisiyla zina yapti. Bana,"Oglun icin recm
gerekir" dediler. Ben de hemen oglum namina yuz koyunla bir cariyeyi fidye
verdim. Sonra bir de ilim adamlarina sordum. Bana: "Ogluna yuz deynek ve bir
yil surgun cezasi gerekir; bu adamin karisina da recm cezasi icabeder" dediler"
dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"- Ruhumu kudret elinde tutan Zat'a yemin olsun ikinizin arasini Kitabullah
uygun sekilde hukme baglayacagim: Cariye ve koyunlar sana geri verilecek.
Ogluna yuz sopa ve bir yil surgun tatbik edilecek" buyurdu. Sonra, Eslemli
bir adama seslendi:
" Ey Uneys! bu zatin hanimina git, eger zinayi itiraf ederse onu recmet gel!"
Uneys, kadina vardi. O sucunu itiraf etti. Resululluh (aleyhissalatu vesselam)
emretti, kadin recmedildi."
Buhari, Muharibin 30, 32, 34, 38, 46, Vekalet 13, Sehadat 8, Sulh 5, Surut
9, Eyman 3, Ahkam 39, Haberu'I-Vahid I, I'tisam 2; Muslim, Hudud, 25, f1697,1698);
Muvatta, Hudud 6, (2, 822); Tirmizi, Hudud 8, (1433); Ebu Davud, Hudud 25,
(445); Nesai, Kudat 21, (8, 240, 241); Ibnu Mace, Hudud 7, (2549).