|
|
|
KÜTÜB-İ
SİTTE HADİS-İ ŞERİFLERİ
1071 - Harb Ibnu Ubeydillah, baba tarafindan dedesi Umeyr es-Sakafi (radiyallahu
anh)'den nakleder: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Harac
Yahudi ve Hiristiyanlardan alinan vergidir. Muslumanlara harac yoktur. " Bir
rivayette "usur yoktur" buyurmustur."
Ebu Davud, Harac 33, (3046-3049).
1072 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "(Babam) Omer (radiyallahu
anh) Nebat ahalisinden bugday ve zeytinyagindan osrun yarisi (yirmide bir
nisbetinde) vergi alirdi. Bu davranisiyla kasdi Medine'ye bunlardan cokca
gelmesini saglamakti. Kintiyye (denen bugday ve arpa disinda kalan, nohut,
mercimek, bakla nevinden tahil) dan da osur aliyordu."
Muvatta, Zekat 46, (1, 281).
1073 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) buyurdular ki: "Bir yerde iki kiblenin varligi uygun olmaz. Musluman
kimseye cizye yoktur."
Sufyan merhum der ki: "Bunun manasi sudur: "Bir zimmi, kendisine cizye vermesi
gerektikten sonra (vergisini henuz odemeden) Musluman olursa, artik bu vergi
ondan duser."
Ebu Davud, Harac 34, (3053); Tirmizi, Zekat 11, (633).
1074 - Hz. Muaz (radiyallahu anh) demistir ki: "Kim kendi boynuna cizye akdi
yaparsa, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in gittigi yoldan (sunnetten)
beri olmus olur."
1075 - Ebu'd Derda (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) efendimiz buyurdular ki: "Kim bir araziyi haraci ile birlikte (satin)
alirsa hicretinden rucu etmis demektir. Kim de bir kafirin boynundan zilleti
kaldirip onu kendi boynuna koyarsa Islam'a sirtini donmus olur."
Sinan Ibnu Kays der ki: Halid Ibnu Ma'dan bu hadisi benden isitince bana:
"Bunu sana Sebib mi rivayet etti?" dedi. "Evet" dedim. "Oyleyse dedi, gidince,
soyle bu hadisi bana yazip gondersin."
Sinan Ibnu Kays devamla dedi ki: "(Sebib'e) soyledim, onun icin hadisi yaziverdi.
Tekrar geldigim zaman Halid Ibnu Ma'dan kagidi sordu. Ben de verdim. Okuyup
bu hadisi isitince sahip oldugu arazinin hepsini terketti."
Ebu Davud, Harac 38, (3082).
GANIMETLER VE FEY
1076 - Mucemmi' Ibnu Cariye el-Ensari (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) ile birlikte Hudeybiye sulhunde hazir bulunduk. (Sulh
yapilip) oradan dondugumuz zaman, halk, develerini hizlandirarak (bir yere
birikmeye) basladilar. Biz hayretle: "Bu insanlara ne oluyor, (nicin hayvanlarini
hizlandirip bir yere ususuyorlar?)" diye sorduk.
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a vahiy gelmis" dediler. Biz de, halkla
birlikte harekete gecip develeri hizlandirdik. Ilerleyince Resulullah (aleyhissalatu
vesselam)'i Kura'u'l-Gamim denen (Mekke ile Medine arasinda Usfan'in onunde
bulanan) yerde bulduk. Devesinin uzerinde duruyordu. Halk toplaninca bizesuresini
tilavet buyurdular.
Askerlerden biri: "Yani bu sulh bir fetih midir?" dedi. Resulullah (aleyhissalatu
vesselam):
"Evet!" deyip ilaveten: "Muhammed'in nefsini kudret elinde tutan Zat'a yemin
ederim bu bir fetihtir" buyurdu. Sure-i celileyi okumaya devam eden Resulullah
(aleyhissalatu vesselam): "Allah size, ele gecireceginiz bol bol ganimetler
vaadetmistir. Iman edenler icin bir delil olmasi ve sizi dogru yola ulastirmasi
icin bunlari size hemen vermis ve insanlarin size uzanan ellerini onlemistir"mealindeki
ayete kadar (Fetih 20) okudu.
(Ayet-i kerimede isaret edilen acil ganimetle) Hayber kastediliyordu. Buradan
ayrilinca Hayber'e gazveye ciktik. (Elde edilen ganimet) Hudeybiye'ye katilanlara
taksim edildi. Bunlar bin bes yuz kisi idi. Bunlardan uc yuzu suvari idi.
Ganimet on sekiz hisseye ayrildi. Suvari olana iki, yaya olana bir hisse verildi."
Ebu Davud, Cihad 155, (2736), Harac 24, (3015).
1077 - Sehl Ibnu Ebi Hasme (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) Hayber'i iki kisma ayirdi: Biri vukua gelecek hadiseler ve kendi
ihtiyaci icindi, obur kismi da Muslumanlar arasinda taksim etti. Bu kismi
on sekiz hisseye ayirdi."
Ebu Davud, Harac 24, (3010).
1078 - Ibnu Sihab der ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Hayber'i bese
taksim edip beste birini aldiktan sonra geri kalani, Hudeybiye Seferi'ne katilanlardan
Hayber'e istirak eden ve etmeyenler arasinda taksim etti."
Ebu Davud, Harac 24, (3019).
1079 - Ibnu'z Zubeyr (radiyallahu anhuma) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) Hayber (fethedildigi) sene, (babam) Zubeyr'e dort hisse ayirdi.
Bir hisse Zubeyr icin, bir hisse zilkurba ya giren Abdulmuttalib'in kizi ve
Zubeyr'in annesi olan Safiyye (radiyallahu anhuma)icin, iki hisse de ati icin."
Nesai, Hayl 17, (6, 228).
1080 - Hasrec Ibnu Ziyad'in babaannesinden (radiyallahu anha) anlattigina
gore, babaannesi (Ummu Ziyad el-Esceiyye) Resullulah (aleyhissalatu vesselam)
ile birlikte alti kadindan biri olarak Hayber Gazvesine katilir. Kadin der
ki: "Bizim de istirak ettigimiz Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a ulasinca
Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) bizi yanina cagirtti. Gittik. Yuzunde
ofke okunuyordu. Bize: "Kiminle ciktiniz, kimin izniyle ciktiniz?" diye cikisti.
Biz:
"Yun egirip onunla Allah yolunda yardimci oluruz. Oklari (toplar gazilere)
veririz, diye ciktik. Ayrica yanimizda yaralilari tedavi icin ilac var, yemek
de yapariz" dedik. Bunun uzerine: "Oyleyse kalin!" buyurdu.
Cenab-i Hakk Hayber'in fethini muyesser kilinca, bize de ganimetten, tipki
erkeklere oldugu gibi pay ayirdi."
Hasrec der ki: "Ey babaannecigim, bu verilen ne idi?" diye sordum.
"Hurma idi" diye cevap verdi."
Ebu Davud, Cihad 152, (2729).