|
|
|
KÜTÜB-İ
SİTTE HADİS-İ ŞERİFLERİ
1041 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Musrikler,Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam) ve mu'minler karsisinda iki kisimdi. Ehl-i harb olan
musrikler, ki Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kendileriyle savas halinde
idi. Bir de ehl-i ahd yani aralarinda antlasma yapilmis olan musrikler vardi.
Onlarla savasilmiyordu. Onlar da Resulullah aleyhissalatu vesselam)'a karsi
savasmiyorlar. Ehl-i harb' ten bir kadin hicretle geldigi zaman, hayiz olup
temizleninceye kadar evlenmek uzere istetilmiyordu. Temizlenince onun nikahlanmasi
helal oluyordu. Sayet nikahtan once, kadinin kocasi da hicret ederek gelecek
olsa, kadin kendisine veriliyordu. Ehl-i harbten bir kole veya cariye hicret
edecek olsa bunlar hur olur ve Muhacirler'in butun haklarini elde ederler."
Sonra Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma), -Mucahid'in rivayetinde oldugu sekilde-
Ehl-i ahd'la ilgili olarak rivayete devam etti: "..kendileriyle antlasma yapilmis
musriklere ait bir kole veya cariye hicret edecek olsa, bunlar da iade edilmezlerdi,
ancak degerleri ne ise o odenirdi." Ibnu Abbas devamla der ki: "Kureybe Bintu
Ebi Umeyye Hz. Omer'in yaninda idi, bosadi. Kadinla, Muaviye Ibnu Ebi Sufyan
evlendi. Ummu'1-Hakem Bintu Ebi Sufyan da Iyaz Ibnu Ganem el-Fihri'nin nikahi
altinda idi. O da bunu bosadi. Ummu'l-Hakem'le de Abdullah Ibnu Osman es-Sakafi
evlendi."
Buhari, Talak 19.
CIHADA MUTEALLIK HADISLER
1042 - Abdullah Ibnu Amr Ibnu'l-As (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah
(aeyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allah yolunda cihada cikip gazve yapan
selamete erip ganimetle donen her ordu ve her seriyye ahirette elde edecegi
mukafaatin ucte ikisine dunyada kavusmus olur. Hicbir ganimet elde edemeyen,
korku geciren ve musibetlere maruz kalan her ordu ve her seriyye ise (ahirette)
tam ucrete erer. "
Muslim Imaret 153, (1906); Ebu Davud; Cihad 13, (2785); Nesai,15, (6,17,18);
Ibnu Mace, Cihad 13,(2785).
1043 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz bir gazvede Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) ile beraberdik, bir ara soyle buyurdular: "Medine'de
kalan oyleleri var ki, kateddiginiz her mesafe ve gectiginiz her vadide ayrica
sizinle berabermis gibi sevabiniza eksiksiz ortak oluyorlar. Bunlar, (cihada
katilmayi canu gonulden arzulayip da) ozurleri sebebiyle orada kalanlardir."
Bu rivayeti Buhari ve Ebu Davud, Hz. Enes (radiyallahu anh)'ten tahric etmislerdir.
Muslim, Imaret 159, (1911).
1044 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam)'i isittim soyle diyordu: "Zincirlere bagli olarak cennete sevkedilen
bir zumrenin haline Rabbimiz taccub (hayret) etti."
Ebu Davud: "Harp esiri yakalanir, zincire vurulur sonra da Musluman olur"
diyerek aciklamistir.
Buhari, Cihad 144; Ebu Davud, Cihad 124, (2677).
1045 - Yine Ebu Hureyre (radiyallahu anh) hazretlerinin anlattigina gore,
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurmustur: "Imam bir perdedir,
onunla birlikte (dusmana karsi) savas yapilir."
Buhari, Cihad,109, Ahkam 1; Muslim, Imaret 43, 1841), Ebu Davud, Cihad 163,
(2757); Nesai, Buyu 30, (7,155).
1046 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Eslem kabilesinden bir genc:
"Ey Allah'in Resulu! Ben gazveye katilmak istiyorum, ancak gazve icin gerekli
techizati temin edecek malim yok!" dedi. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam):
"Oyleyse falancaya git. O hazirlik yapmisti ama hastalandi (gelemeyecek)"
dedi. Genc o adama gidip:
"- Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in sana selami var, cihad icin hazirladigin
techizati bana vermeni soyledi" dedi. Adam, ismen cagirarak hanimina:
"- Hanim! cihad icin hazirladigim techizati su gence ver, onlardan hicbir
seyi alikoyup esirgeme, Allah'a kasem olsun, esirgemeden her ne verirsen hakkinda
mubarek kilinir" dedi."
Muslim, Imaret 134, (1894); Ebu Davud, Cihad 177, (2780).
1047 - Semure Ibnu Cundeb (radiyallahu anh) (bir gun) dedi ki:"Emma ba'd,
bilesiniz, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) atlarimiza "Allah'in atlari"
diye isim verdi. Bize, korktugmuz zaman cemaat olmamizi, savastigimiz zaman
da sabirli ve sakin olmamizi emrederdi."
Ebu Davud, Cihad 54, (2560).
1048 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) buyurdular ki: "En hayirli arkadas (grubu) dort kisiliktir. En hayirli
askeri birlik dort yuz kisiliktir. En hayirli ordu dort bin kisidir. On iki
bin kisi, sayica az diye maglub edilemez."
Ebu Davud, Cihad 89, (2611); Tirmizi, Siyer 7, (1555); Ibnu Mace, Cihad 25,
(2827).
1049 - Ebu Talha (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
bir kavme galebe calinca, (evler arasindaki) bos bir arsada uc gece ikamet
ederdi."
Buhari, Cihad 185, Megazi 7; Muslim, Cennet 78, (2875); Tirmizi, Siyer 3,
(1551); Ebu Davud, Cihad 131, (2695).
1050 - Imran Ibnu'l-Husayn (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Sakif, Beni Ukayl'in
muttefiki idi. Sakifliler, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ashabindan
iki kisiyi esir ettiler. Buna mukabil Muslumanlar da Beni Ukayl'dan bir kisiyi
esir ettiler, adamla birlikte Adba adli deveyi de ele gecirdiler. Adam bagli
halde iken Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yanina geldi. Adam:
"- Ey Muhammed!" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
" Ne istiyorsun?" diye sordu:
"- Beni niye yakaladiniz, hacilari gecene (yani Adba'ya) niye el koydunuz?"
dedi:
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) meseleyi buyutmek icin:
"Seni muttefiklerin olan Sakifin cinayetinden dolayi yakaladim!" cevabini
verdi, sonra oradan ayrilip gitti. Adam tekrar seslenerek:
"- Ey Muhammed! Ey Muhammed" dedi. Resululah (aleyhissalatu vesselam) merhametli
ve nezaketli idi. Adama donerek:
" Ne istiyorsun?" dedi. Adam:
"- Ben Muslumanim!" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"- Sen bunu, daha once, kendi umuruna malik iken soylemis olsaydin, tamamiyle
kurtulurdun" dedi ve adamdan uzaklasti. Adam tekrar:
"- Ey Muhammed, ey Muhammed!" diye bagirdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
geri gelerek:
"- Ne istiyorsun?" dedi. Adam:
"- Acim, doyur beni, susadim, su ver bana!" dedi. Resulullah (aleyhissalatu
vesselam):
"- Hacetin bu mu?" dedi. Adam obur iki kisiye mukabil fidye yapildi."
Ravi Imran sozune soyle devam etti: "Ensar'dan bir kadin esir edildi.Adba
dahi ele gecirildi. Kadin baga vurulmustu. Halk develerini evlerinin onunde
dinlendiriyorlardi.
Bir aksam bu kadin ipten bosanarak develerin yanina geldi. Kadin deveye yaklasti
mi deve boguruyordu. O da birini birakip oburune yaklasiyordu. Sonunda Adba'ya
yaklasti. Bu bogurmedi.
Ravi der ki: "Bu piskin bir deve idi" -bir rivayette: "O terbiyeden gecmis
bir deve idi" denmistir. Ebu Davud'da: "Uysal bir deve" denmistir. Kadin devenin
arkasina bindi, hayvani surup yola revan oldu.
Kadinin kactigini hissettiler, arayip taradilar, ama bulamadilar.Kadin, Allah
kendisine kurtulma nasib ederse, deveyi Allah icin kurban etmeyi adadi. Medine'ye
gelince, halk onun kurtuldugunu gorunce: "Adba, Resulullah (aleyhisssalatu
vesselam)'in devesi!" diye bagristi. Kadin:
"- Ben nezretmisim. Allah beni kurtarirsa onu kurban edecegim diye!" dedi.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelip bu durumu haber verdiler. O:
"- Subhanallah! Hayvancagiza ne kotu muhafaat vermis: Allah onu bunun uzerinde
kurtarirsa o tutup bunu kesecek ha! Olacak sey mi? Hayir! Gunah olan bir nezre
uyulmaz, sahsen sahip olmadigi bir sey uzerine yaptigi nezre de uymaz!" dedi."
Muslim, Nuzur 8, (1641); Ebu Davud, Eyman 28, (3316).