YILBAŞI
KUTLAMALARINA KATILMAK, HINDI VB. SATMAK
Yılbaşı münasebetiyle Hindi alıp satma,
tebrikleşme, tebrik satma, yılbaşı programları için
sipariş edilen davetiye, kart, poset vb. imal etme caiz midir?
Bu meseleyi iyi kavrayabilmek için önce şu ayet ve hadisleri gözönüne
getirmek gerekir 1. "Iyilik ve takva konusunda yardımlaşın,
günah ve haddi aşmada yardımlaşmayın ve Allah'tan
korkup sakının..." (K. Mâide (5) 2. )
2. "Zulum yapanlara en ufak meyil göstermeyin, yoksa size ateş
dokunur. sizin Allah'tan başka velileriniz de yoktur sonra
yardım da göremezsiniz. (K.Hûd (ll) 113.)
3. "O (Allah) size Kitapta : " Allah'ın ayetlerine küfredildiğini
ve onlarla alay, edildiğini isittiğinizde, onlar bir
başka söze geçip dalıncaya dek onlarla oturmayın,
yoksa siz de onlar gibi olursunuz" diye indirdi. Doğrusu
Allah münafıkların da, kâfirlerin de tümünü cehennemde
toplayacaktır". (K. Nisâ (4) 140. ) Buraya kadar olanlar
ayet mealleridir. Konuyu başkalarına benzeme
noktasından ele alan sayılamayacak kadar hadis-i
şerifler vardır. Bunlardan birinin mealini vermekle
yetinebiliriz :
4. "Kim herhangi bir gruba benzeşirse o da
onlardandır ".(Ebu Davûd, Libas 4; Müsned N/50.)
Özellikle bu hadis-i şerif çok önemli psiko-sosyal gerçeklere
işaret eder. Şekli benzeşmenin sonuçta itikadı
benzeşmeye götüreceğini anlatır: Ibn Haldun da
konuyla ilgili olarak önemli tarihi gerçeklere parmak başar.
Maglupların galipleri taklid etme psikolojisi
yaşadıklarını anlatır. (Ibn Haldun, Mukaddime
(trc.) I/374-75.) Sonuç şudur: Insan ancak
sevdığını, takdir ettiğini ve büyük gördüğünü
taklit eder. Şekli taklit itikadi taklide götürür. Bu ilmi
gerçege de dikkat çektikten sonra genel bir fıkhî kaideyi hatırlatıp,
mesele hakkında alimlerimizin istinbatlarını (bir
kısmını verdiğimiz naslardan çıkardıkları
hükümleri) nakledeceğiz. Ittifakla kabul edilen bu
fıkhı kaide şudur: "Müslümanın, bir
başka dinin şiarı (alameti farikasi) olan bir fiili
kendi ihtiyarı ile yapması küfürdür" Nevruz ve yılbaşı
kutlamaları alimlerimizce başka dinlerin ve inanç
sistemlerinin şiarları olarak görülmüş ve bu
konudaki hüküm ona göre verilmiştir. Görebildiğimiz
kadarıyla, Buhara bölgesi alimlerimizden Baytekin et-Türkmeni
bu tür konularda en geniş bilgiler veren alimlerimizden biridir.
Buna benzer meseleleri müstakil bir kitapla anlatmış ve sözünü
ettiğimiz konu üzerinde özellikle ve sayfalarca durmuştur.
"Bazı Hanefi alimleri demişlerdir ki, adı geçen
bütün bu (başka inançların gereğiolan bayram ve
kutlamalara) katılan ve bundan tevbe etmeyen onlar gibi kâfirdir.
Imam Malık'in arkadaşlarından biri de demiştir ki,
Nevrûz Günü ( o günü ta'zim için) bir karpuz kesen sanki domuz
kesmiş gibidir. Dolayısı ile müslüman, böyleleriyle
oturması, kesmede ve pişirmede onlara yardımcı
olması ile günahkâr olmuş olur". (Türkmanî,
Kitabu'l-üma fil-havâdisi vel-bida' I/293-94.) Meselenin hem hukuki
hem de itikadı yönü bulunduğu için fıkıh
kitaplarımızın "mürtedle ilgili hükümler",
ya da "Küfür sözler" yer alırve özet olarak
şunlar söylenir : "Mecusilerin Nevruz (yeni gün, yeni yıl,
yılbaşı) kutlamalarına katılmakla da kâfir
olur. Çünkü bunda onların o gün yaptıkları
şeylere muvafakat anlamı vardır. Daha önce satın
almamakta olduğu bir şeyi Nevruz'da, o günü tâzim için
-yeme içme için değil- satın alması, keza yine o günü
kutlayan şirk ehline Nevrûz Günü, velev bir yumurta olsun, bir
şey hediye etmesi de aynıdır" (Hindiyye N/276-77.)
"Nevruz'da (yılbaşı gününde) bir müslüman diğerine
bir şey hediye etse, ama bununla da o günü tazımi
(kutlamayı) düşünmüş olmasa, fakat bir takım
insanların o güne mahsus böyle bir uygulaması
bulunmuş olsa bunu yapan kâfir olmaz, ancak o günlerde yapmaması,
daha önce veya daha sonra yapması gerekir. Ta ki onlara
benzemiş olmasın. Ibadette muvafakat, yani, onlara has
ibadet saatleri olan üç vakitte namaz kılmak haram olursa,
ibadet olmayanları bir düşünün!? Imam Ebu Hafs demiştir
ki, "Bir adam Rabbine elli yıl ibadet etse, sonra nevrûz (yılbaşı)
geldiğinde, o günü kutlamak için şirk yapanlardan birine
bir hediye gönderse kâfir olur". (Bezzâziye VI/333; Abdullah
b. Muhammed es-Sîbî., el-Abdevî, ed-Delilül-kavim,
ales-siratil-müstakîm 143. ) Imam Rabbanî de benzer şeyleri
kendi zamanındaki Hindistanli müslüman kadınların
yaptıklarını, başka inançlarda olanlar gibi belli
günlerde, o günlere has hediyelerle hediyeleştiklerini
anlatır ve bütün bunların şirk ve Islam dinini inkâr
demek olduğunu söyledikten sonra şu mealdeki ayeti zikr
eder (Imam Rabbanî, Mektûbat NI/55 (Mek. 4l))"Onların çoğu
şirk koşmaksızın Allah'a iman etmezler ".(K.
Yusuf (12) 106.) Bu A1lah'a inandığını söyleyenlerin
de şirk koşuyor olabileceklerini, ya da şirk
koşanların da Allah'a inandıklarını söyleyebileceklerini
anlatır.
Hülâsa :
1. Yılbaşı gibi başka inançların
şiari olan günlere, o güne tazîm ve kutlama maksadıyla
katılmak, aynı maksatla o günlerde tebrikleşmek ve
hediyeleşmek, yine aynı maksatla hindi vb. almak, yemek,
ziyafet çekmek, aynı maksatla bu tür kutlamalara katılmak
küfürdür. Bunu yapmış ve tevbe etmemiş bir
insanın imanından, nikahından, ibadetlerinin boşa
gitmesinden korkulur.
2. Böyle zamanlarda, böyle zamanlara has hindi vb. şeyleri
sırf gıdalanmak için almak, PTT'nin ucuz hizmetinden
yararlanmak için tebrikleşmek küfûr değilse de, onlara
(isteyerek şirk yapanlara) benzeme ve onların
uygulamalarını yaygınlaştırma ve meşru gösterme
anlamı taşıdığından tehlikeli ve
mahzurludur. müslümanların, hangi maksatla olursa olsun, o günlere
mahsus birşey yapmamaları gerekir.
3. Hindi gibi sırf o günlere mahsus şeyleri, o günlerde
satmak, fasıklara "günahta yardım" anlamı
taşıdığından, haram ya da tahrimen mekruhtur.
Ancak alacağı para haram değildir. Haram ve günah olan
o işi yapmasıdır. Bu hindilerin besmele ile
kesilmiş olması halinde böyledir. Besmele ile kesilmemişse
"meyte" olacaklarından satılmaları hiç bir
surette caiz olmaz.
4. Yılbaşı kutlamaları için matbaa
sahiplerinin davetiye, afiş, kart vb. şeyleri basmaları
da aynıdır. Yani bunlar sırf yılbaşına
özel olarak kullanılacaklarsa yapılıp
satılmaları aynı derecede mahzurludur: Eşantiyon
eşya için de aynı şey söylenir.
|