Yağmurun uzun zaman yağmadığı kuraklık
zamanlarında, Allah'ın yağmur yağdırması için
bir belde ahâlîsinin topluca dua etmeleri. Fıkıh dilinde
yağmur duasına "istiskâ" denilir. "İstiskâ",
yağmur talebinde bulunmak anlamına gelir.
Yağmur duası sünnettir. Hem Peygamberimiz hem de onun Raşid
halîfeleri yağmur duasında bulunmuşlardır.
Yağmur duasının peşi peşine üç gün ve
yerleşim bölgesi dışında olması müstehaptır.
Yağmur duasına gitmeden önce, sadaka verilmeli,
günahlardan tevbe edilmeli, dargınlar barışmalı,
haksız olarak alınan şeyler sahiplerine geri
verilmelidir. Yağmur duasına çıkarken oruçlu olmak,
mütevazı ve muhtaç bir tavır takınmak uygun olur.
Müslümanlar dua edilecek yere vardıklarında, önce iki
rek'at namaz kılarlar. Namazın cemaatla
kılınması menduptur. İmam namazdan sonra kalkar ve
cemaata karşı bir konuşma yapar. Namaz ve hutbenin
bulunuşu, Ebû Yusuf ve Muhammed'in görüşleridir. İmam
Azam'a göre; yağmur duası sadece dua ve istiğfardan
ibarettir; namaz ve hutbe yoktur.
Yağmur duasında namaz kılınmış ve hutbe
okunmûşsa, hutbeden sonra; bunlar olmamışsa,
doğrudan imam ayağa kalkar ve yönünü kıbleye çevirir.
Cemaat onun arkasında kıbleye karşı ve oturarak
dururlar. İmam, Allah'a dua eder, cemaat de "amin" der.
Hz. Peygamberden nakledilen, yağmur duası için özel dualar
vardır. Dua ederken bunların okunması daha uygundur
(İbn Abidîn, Reddü'l-Muhtar, II, 184; Kâsânî,
Bedâiu's-Sanâi, I, 282; Ö. Nasûhi Bilmen, Büyük İslâm
İlmihali, 272 vd.; A. Hamdi Akseki, İslâm Dini, 192).
Dua ayakta yapılır. Dua edilirken kıbleye dönülür.
Dua edilirken Allah'tan af istenir, yağmur istenir. Duanın
üç gün peşipeşine yapılması müstehabdır.
Yağmurun gecikmesi sebebiyle eski elbiseler giyilir. Başlar
öne eğilir, mütevazi bir tavır takınılır.
Yaya olarak dua yapılacak yere gidilir. Duadan önce sadakalar
verilir, fakirlere yardım yapılır. Haksızlık
yapılmışsa helâllık dilenilir, müslümanlar için
af istenilir.
Müslümanlar kendi çocuklarını ve ehli
hayvanlarını yanlarına alırlar. Annelerle,
yavruları birbirlerinden ayırırlar. Zayıflara, güçsüzlere
dua ettirirler. Cemaatta onların yaptığı duaya
"âmin" diyerek karşılık verirler.
Yağmur yağmaya başlayınca da bunun nişanesi
olarak Yüce Allah'a şükredilir. Yağmur yağarken
"Allahûmme sayyiben nafıan" (bunu hakkımızda
yararlı bir yağmur kıl) denilir. Gereğinden fazla
yağınca da "Allahümme havaleyna ve la aleyna" (Ya
Rab! Bunu zarar vermeyecek yere yağdır. Bizim üzerimize yağdırma)
diye dua edilir.
Peygamberimizden bize ulaşan yağmur duası şudur:
"Allahümmel Eskına ğaysen muğisen henien merien
ğadekan mücellilen şeyhan âmmen tabekan. Allahümme! Eskıne'l
ğayse ve la tec'alna mine'l kanitin. Allahümme! Inne bil biladi
vel ibadi vel hakkı minel levai vaddanki mâlâ neşku illa
ileyk. Allahümme! Enbit lena ezzer'a ve edirre lenaddar'a ve eskına
min berekatis-sema ve enbit lena min berekatil arz. Allahümme! Inna
nestağfirüke inneke künte ğaffaren fe erseles-semae aleyna
midraran."
Manası: "Ya Rab! Bize bol yararlı, her tarafa
akıp giden, her tarafı sulayan umumi bir yağmur ihsan et.
Ya Rab! Bizi yağmurla su ver. Bizi, ümitlerini kesmiş
kimselerden eyleme. Kullarda, beldelerde ve yaradılmış
şeylerde öyle darlık vardır ki senden
başkasına arzedemeyiz.
Ya Rab! Bizim için ekinleri bitir, bizim için memeleri sütle
doldur, bizi göğün bereketinden su ver, bize yeryüzünün
bereketinden yetiştir.
"Ey Rabbimiz! Biz senden mağfiret isteriz. Şüphesiz
sen çok mağfiret edicisin. Bize gökten bol bol yağmurlar
yağdır.”