Piyasada bulunan şirketler ile İslam'ın kabul
ettiği şirketler arasında uyumsuzluk bulunup
bulunmadığını anlamak için her ikisini gözden
geçirmek gerekir. O zaman birbirine uyumlu mu, uyumlu değil mi
ortaya çıkar.
İslam'da şirket iki kısma ayrılır.
1- Mülk şirketi,
2- Akid şirketi.
Mülk şirketi; veraset, hibe gibi bir yol ile iki kişi veya
daha fazla kimsenin bir şeye malik olmalarıdır. Bu
şirkette ortak olanlardan hiç birisi ortağın izni olmadan
müşterek malda tasarruf edemez.
Akid şirketi de beş kısma ayrılır:
1- Şirketü'l-a'mal veya şirketü'l-ebdan, yani iş
şirketidir. Mesela terzi, marangoz, simsar ve hamal gibi bedenen
çalışan kimseler bir araya gelerek yapacakları çalışma
neticesinde elde ettikleri mahsulde ortak için akid yaparlar. Bu
şirket uzun bir zaman için olabileceği gibi kısa bir
zaman için de olabilir. Bunun sermayesi para veya başka bir çeşit
mal değildir. Sermaye, beden ve çalışmalıdır.
2- Şirket-i müfavezedir. Bir şirket, sermaye, kar ve
taşarufta müsavi olmak üzere ortakların yaptıkları
akitdir. Bu ortaklıkta ortaklardan birisi üzerine gasb ve kefalet
gibi bir sebeble bir şeyterettüp ederse diğer ortaklara da
terettüp eder. Çünkü bu şirket hem kefalet, hem de vekalet
akitlerini içine alır, bunun sermayesi maldır.
3- Şirketü'l-vücuhtur. Birden fazla kimsenin sermayeleri olmadığı
halde itibar ve şerefe dayanarak veresiye mal alıp satmak ve
karı bölüşmek üzere yaptıkları akittir. Bu
şirkette sermaye; kredi ve itibardır.
4- Şirket-i İnandır. Bu şirket ticaret yapmak
gayesiyle birkaç kişinin bir araya gelip müşterek bir
sermaye meydana getirerek üzerine akit yapmalarıdır. Bu
şirkette ortakların koydukları hisselerin ve ortaklar için
şart koşulan kazanç nisbeti eşit olabileceği gibi
farklı da olabilir.
Hangi çeşit olursa olsun ortaklardan birisi yönetici veya
muhasebeci olarak tayın edilirse kendisine maaş
bağlanmaz. Ancak Hanefi mezhebinde kazançtan hissesi daha yüksek
tutulabilir. Mesela beş kişi bir araya gelerek her birisi
birer milyon lira getirip şirket kurar ve aralarından birisini
yönetici olarak tayın ederlerse belli bir nisbette kendisine
maaş baülanmaz. Ancak yönetici için kazancın yüzde kırkı,
diğer ortakların her birisi için de yüzde onbeşi olmak
üzere anlaşma yaparlarsa caizdir. Şafii mezhebine göre bu
dört çeşit şirketten yalnız ‚İnan şirketi
caizdir. Ayrıca bir ortak diğer ortakların izni olmadan
ne veresiye verebilir, ne de müşterek malı bir yere götürebilir.
5- Mudarabe şirketidir. Bir taraftan sermaye diğer taraftan
çalışma olmak üzre iki kişi veya daha fazla kimseler
arasında kurulan bir çeşit ortaklıktır. Müdarebe
ortaklığı İslam'dan önce halk arasında
yaygın bir halde idi. Peygamber (sav) geldikten sonra bu tip
mu'amele devam etti. Ve buna engel olmadı. Ayrıca bu hususta
icma!-ı ümmet de vaki' oldu. Bu şirket, icab ve kabul ile mün'akid
olur. Mesela, sermaye sahibi birisine; kazancı aramızda
yarı yarıya bölmek üzere şu sermayeyi al, çaıştır
dese o adam da kabul ettim dediği takdirde bu şirket mün'akid
olmuş olur. Para sahibi çalışan kimseye "falan
vakitte şu malı al, sat veya falan memlekette alış
veriş yap" gibi bir şart koşarsa sarta ri'ayet etmek
icap eder. Şayet alış-verişte ziyan olursa kazançtan
düşürülür. Kazanç yok ise ziyan sermayeye yüklenir.
Bu kısa açıklamayı yaptıktan sonra günümüzdeki
diğer şirketleri gözden geçirelim.
Şirket, mevcut kanunlara göre iki çeşittir.
1- Şahıs şirketi,
2- Mal şirketidir.
Mal şirketi sadece sermayeye dayanıp ortakların
kendisinde rolü olmayan şirkettir. Bu şirket Anonim
şirketidir. Bu şirket bir ünvana sahib, esas srmayesi mu'ayyen
ve paylara bölünmüş olan ve borçlarından dolayı
yalnız mevcut mala göre sorumlu olan bir şirkettir.
Ortakların mesuliyeti, taahhüt etmiş oldukları sermaye
payları ile mahduttur. Yani infisah etmiş olsa dahi şirket
borcundan dolayı şirketlerin şahsen dava ve takip
edilmelerine kanunen imkan yoktur.
Hususi kanunlarda aksine hüküm olmadıkça esas sermaye miktarı
beşyüzbin Türk lirasından aşağı olamaz,
kurulması için, şirkete pay sahibi enaz beş kurucunun
bulunması şarttır. Bu şirket, şahıs
şirketi olmadığı ve iflas halinde ortaklar şirket
borcundan sorumlu sayılmadıkları için İslam'a uygun
sayılan bir şirket değildir. Şirket, iflas veya
infisah halinde ortaklar, hisseleri nisbetinde şirket borcundan
sorumludur şeklinde ufak bir tadılat yapılırsa
İslamı şekle dönüşebilir.
Şahsi şirket ise üç kısımdır.
1- Komandıt şirketi: Ticari bir işletmeyi bit itcaret
ünvanı altında işletmek maksaddıyla kurulan ve
şirket alacaklarına karşı ortaklardan bir veya birkaçının
mesuliyeti tahdit edilmemiş ve diğer ortak veya
ortakların mesuliyeti mu'ayyen bir sermaye ile tahdit edilmiş
olan şirket komandıt şirkettir.
Mes'uliyeti mahdut olmayan ortaklara komandıte mesuliyeti mahdur
olanlara komandıter denir.
Bir komandıt şirketin iflası halinde şirket
alacakları, alacaklarını almadıkça ortaklar
şahsi alacaklar için şirket mallarına müracaat
edemezler. Bu şirket bu haliyle yani başka şartlarla
rayından çıkarılmazsa İslam'a muhalif
sayılmaz. Ancak sorumluluk hususunda komandıte
ilekomandıter arasında fark yoktur. Yani dinen omandıte
hissesi nisbetinde sorumludur.
2- Limited şirketi, iki veya daha fazla hakiki veya hükmi
şahıs tarafından bir ticaret ünvanı altında
kurulup ortaklarının mes'uliyeti, koymasını ta'ahhüt
ettikleri sermaye ile mahdut ve esas sermayesi mu'ayyen olan
şirkete limited şirketi denir.
Ortakların sayısı ikiden az ve elliden çok olamaz.
Limited şirketinde, sermayenin enaz onbin Türk lirası
olması şarttır. Bu şirkette ortak olanların
mes'uliyeti, koydukları sermaye ile mahdut olduğu ve iflas
halinde kendi özel mallarına sirayet etmediği için
İslam'ın kabul attıği şirket
anlayışına ters düşer. Bununla beraber ufak bir
ta'dilatla muhalefet ortadan kalkar.
3- Kollektif şirketi, ticari bir işletmeyi bir ticaret
ünvanı altında işletmek maksadıyla hakiki
şahıslar arasında kurulan ve ortaklarından hiç
birisinin mes'uliyeti şirket alacaklılarına
karşı tahdit edilmemiş olan şirkettir.
Ortaklar, şirkette borç ve ta'ahhütlerinden dolayı müteselsilen
ve bütün mallarıyla mesuldurlar. Bu şirket, şirketü'l-i'nana
yakındır. Hülasa kollektif şirketi İslam'a muhalif
olan şartlarla rayından çıkarılmazsa dinen onda hiç
bir sakınca yoktur. Komandıt şirketde de komandıt
ile komandıter koyduğu hissesi nisbetinde sorumlu olursa onda
da sakınca yoktur. Fakat Anonim ile Limited şirketlerde
sorumluluk müşterek sermayeye bölündüğü için
İslam'a muhalif olur.