SALİH VE
TAKVA SAHİBİ KİMSELERİN İLHAMI İLİM
SAYILABİLİR Mİ, BİR BAŞKA İFADEYLE
İLHAM İLİM İÇİN BİR KAYNAK
SAYILABİLİR Mİ ?
Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat'in inancına göre ilmin vasıta ve kaynakları üçtür. Bunların dışında elde edilen herhangi bir şey zan ifade eder.Vasıtalar:
Allah Teala bu beş duyudan herbirini kendini has şeyleri idrak etmesi için yaratmıştır. Kısacası görülebilen şeyler görme duyusu ile, işitilebilen şeyler işitme duyusu ile, koklanabilir şeyler koklama duyusu ve tadılabilen şeyler tatma duyusu ve nihayet dokunulabilen şeyler de dokunma duyusu ile idrak edilebilir. Biz şartlarına riayet etmemiz halinde ve bu duyuları yerinde kullandığımız taktirde bunlar aracılığıyla ilim sahibi oluruz.
Tevatür için habercilerin iman veya salahı şart değildir. İkincisi, Peygamber (s.a.v.)'in sözüdür. Çünkü Peygamber (s.a.v.) yalandan masum olduğuna göre sözü kesinlik arzeder. Bunun için Saadet asrında yaşayıp peygamberin sözünü duyan kimsenin işittiği şeyin doğruluğuna iman etmesi gerekir. Kısacası Resulüllah'ın sözü işiten kimse için kesin bir bilgi kaynağıdır. Aynı doğrultuda Resulüllah'dan (s.a.v.) tevatüren rivayet edilen bir şey de bilgi ifade eder. Ancak tevatür derecesinde olmayan ve peygambere isnad edilen bir hadis bilgi değil zannı ifade eder. Yalnız bazan peygamberin sözünde değil rivayet sabit olmadığından ravinin rivayeti açısından zannı ifade etmektedir.
|