İnsanın özlem ve duygularını estetik kurallar
çerçevesinde çizgi ve renklerle düz bir satıh üzerinde
figürlü veya figürsüz olarak yansıtılmasına dayanan
sanat dalı.
İslam dini her konuya dair, bir bakış açısı
ortaya koyup her hususta görüş ve düşünceyi yansıttığı
gibi resimle ilgili olarak da bir bakış açısı
belirtmiştir.
Allah'ın birliği inancına dayanan İslâm dini, bu
inancı korumak için son derece titizlik gösterir. Akla ve kalbe,
gizli ve açık bir şekilde girebilecek her tür şirk ve
putperestlik yolunu kapatır. Onun için de, resim konusunda hassas
davranır. Çünkü çoğunlukla, sevilen kimselerin
hatıralarını devam ettirmek gibi bir niyetle
başlayan resim ve heykel işi, sonunda Allah'a şirk
koşmaya, resmi ve heykeli yapılan kimseleri yüceltmeye varır.
Onun için İslâm bu kapıyı kapatmıştır.
Hz. Peygamber İslamın ilk döneminde, ne suretle olursa
olsun, resimli eşya kullanılmasını yasakladı.
Çünkü Hz. Peygamber (s.a.s) şirkle mücadele halindeydi;
insanları putlara, heykellere, resimlere ibadetten
uzaklaştırıyordu. Nitekim resim ve heykeli şiddetle
yasaklayan hadisler bu dönemde söylenmiştir.
"Her kim bir canlı resmi yaparsa Allah ona o resme can
verinceye kadar azab eder. Ressam resmine katiyyen ruh veremez ve
ebediyen azab olunur" (Tecrid-i Sarih Tercümesi, VI, s. 533).
"Şu resimleri yapanlar yok mu? İşte onlar,
kıyamet gününde, haydi yaptığınız resimlere
can veriniz, diye azab olunacaklardır" (Tecrid, XII, 116).
İslamın kuvvetlenip güçlenmesiyle tazim ifade etmeyen
resimlerin yapılmasına müsaade olunmuştur. Nitekim
İslâm bilginlerinin çoğu, manzara resimlerinin,
yarım(Mesela belden yukarı) insan ve diğer ruh
taşıyan hayvanların resimlerinin yapılmasında
ve kullanılmasında bir sakınca görmemişlerdir.
Yalnız tam insan ve ruh taşıyan hayvan resimleri
hakkında alimlerden bir kısmı, tazim olmaksızın
kullanmayı kerahetle caiz görmüş, bir kısmı da görmemiştir.
Fotoğrafın durumu nedir? Bu hususta da bazı alimler
bunun caiz olduğunu, bir kısmı da
olmadığını savunmuştur. Caiz görenler, fotoğraf
belirli vasıtalarla gölgeyi hapsetmekten ibarettir, yasaklanan
resimlerden değildir, çünkü yasaklanan resim, daha önce yapılmamış
bir resmi yapmak, Allah'ın yarattığı bir hayvana
benzetmeye çalışmaktır, halbuki herhangi bir aletle
alınan fotoğrafta bu anlam yoktur, derler. Caiz görmeyenler
de resim konusunda olduğu gibi fotoğraf konusunda da
şiddet gösterir ve kerahati üzerinde ısrar ederler.
Yalnız bunlar da pasaport, nüfus cüzdanı, ehliyet gibi
zorunlu haller ve şüphelileri tanıma dolayısıyla
çekilen ve tazim niyeti yahut inancı sarsma olmayan resim ve
fotoğraflara ruhsat verirler (Yusuf el-Kardâvî, İslâm'da
Helal ve Haram, s. 128).
İslâm inançlarına ve adabına ters düşen her türlü
resim haramdır. Kadın resimlerinin çıplak veya yarı
çıplak çizilmesi, fitne doğuracak yerlerinin belirtilmesi,
gazete, dergi ve sinemalarda gösterilmesi haramdır. Bunları
çizen, çeken, yayınlayan, evlerde ve dairelerde bulunduran,
onları görmeye niyetlenen manen sorumludur. Kâfir, fasık ve
zalimlerin resimleri de aynı hükümdedir. Bir müslüman, Allah'ın
varlığını inkâr eden bir liderin, Hz. Muhammed
(s.a.s)'in peygamberliğini reddeden bir kimsenin, müslüman olduğunu
söylediği halde, Allah'ın indirdiğinden
başkasıyla hükmeden kişilerin resimlerini asması
helal değildir.
Namaz kılan bir kimsenin karşısında resim
bulunmaması gerekir.