MUDÂRIBIN HUKUKİ
TASARRUFLARI
Mudârabe sözleşmesinde özel hükümler bulunmadıkça, mudârib ticaret sayılan her muameleyi genel esaslar çerçevesinde yapabilir. Ana parayla mal alır, satar. Çünkü mudârabeden amaç, kâr elde etmektir. Kâr da alım-satımla meydana gelebilir. Ancak o, mal alımlarında "maruf" ile bağlıdır. Bu da, mudârebe için alınan malın rayiç bedelle veya insanların aldanma saydığı sınıfın altında (gabn-i yesîr kadar fazla) bir fiyatla alınmasını gerektirir. Mudârib, vekil olduğu için, onun alımları "muteâref" ile sınırlıdır. Fahiş gabinle alacağı malı, kendisi için almış sayılır. Müdâribin satışları ise, satıma vekil olan kimsenin satışı gibidir. Ebû Hanîfe'ye göre, mudârib peşin, vadeli ve fâhiş gabinle satışa mâlik olur. O, tüccar, örfü kadar vâde tanıyabilir. Ebû Yusuf (ö. I82/796) ve İmam Muhammed (ö.189/805)'e göre, mudârib yetkili kılınmadıkça vadeli veya fâhiş gabin ölçüsündeki farkla satış yapamaz. O, bu konuda "muteâref" ile sınırlıdır. Tercih edilen görüş budur. Şâfıî, Mâlikî ve Hanbeli mezheplerinin görüşü de böyledir. Yalnız Hanbelîler Ebû Hanîfe gibi peşin ve vadeli satışı caiz görürler. Mudârib, ana parayı meccânen çalıştırmak isteyen kimseye (müstebdi') bidâa yoluyla verebilir; kısaca, ticâretin gereği olan veya tüccar örfünde bulunan diğer tasarrufları yapabilir. Ana parayı rehin veya redîa olarak verme, işletme için işçi çalıştırma, işyeri kiralama, ana parayla yolculuğa çıkma gibi, özel yetki verilmedikçe ana para alt mudarabecikler yoluyla işletilemez (es-Serahsî, a.g.e., XXII, 38, 98; el-Kâsânî, a.g.e., VI, 87, 88, 96; İbnü'l-Hümâm, a.g.e., VII, 63, 70, 79; İbn Kudâme, el-Muğnî, V, 25, 35, 38; İbn Rüşd, a.g.e.,II, 236; İbn Abidîn, Reddül-Muhtar, Beyrut, t.y. 1V, 487, 489; ez-Zühaylî, el-Fıkhu'l İslâmî ve Edilletuh, IV, 855, 856; Mecelle, mad. 1414). Hanefilere göre, mudârabede ilk akit sırasında veya ana paranın nakit para kabilinden elde bulunduğu dönemlerde konulabilecek özel şartların taraflar için yararlı (mütîd) olması gereklidir. Eğer özel şart, malı peşin parayla satma yasağı gibi yararsız (gayri müfid) sıkıcı şartlardansa geçerli olmaz (İbn-Âbidin, a.g.e., IV, 508).
|