KOCA NAMAZ KILMAYAN
KARISINA CEZA VEREBİLİR Mİ, YOKSA BOŞANMALI MIDIRLAR?
Fıkıhçılarımızdan Timurtâsî; kocanın; süslenmeyi ve cünüplükten yıkanmayı terkeden, evden izinsiz ayrılan,yatağına çağırdığında gelmeyen karısına azar (ta'zir) cezası verebileceğini, ancak namazı terkeden karısına bu cezayı veremiyeceğini, çünkü namazın cezasının, diğerlerinin aksine, kadının kendine yönelik olduğunu söyler. Ancak Kenz ve Mültekâ gibi kitaplarımızda kadının namazı terketmesinden dolayı da kocanın onu ta'zir hakkı olduğu kaydedilir. Selebî de bunu izah ederken: "çünkü cünüplükten ve hayızdan yıkanmamak da namazı terketmek gibidir" der. (38 Takrîrâtü'r-Râfiî, N/48) Halebî ve şerhlerinde ise, namazını kılmayan kadının boşanabileceği söylenir. (39 Ibn Âbidîn, V/274 ) Ancak konuya açıklık getirilmez. Haskâfî de erkeğin, namazı terk eden karısını dövebileceğini söyler. (40) a.g.k.)Ancak hemen arkasından da kocanın fâcir karısını boşama zorunluluğu olmadığını zikreder. (41 a.g.k.) Ibn Âbidîn ise, kadının fâcir olmasını zina ve benzeri şeyleri yapması diye açıklar ve ancak Allah'ın hududuna riayet edemiyeceklerinden korkarlarsa o takdirde boşanmalıdır, der. (42 a.g.k.) Bütün bunlardan sonra konuyu şöylece özetleyebiliriz: Kadının namaz kılmaması, namazın gereğine inanmamaktan ileri geliyorsa, onun eğitim ve öğretime ihtiyacı var demektir. Koca sabırla ve en güzel davranış biçimi ile ona önce imanı, sonra namazın gereğini ve dinin ana direği olduğunu öğretmeli ve onu önce buna inandırmalıdır.Inandığı halde ihmalkârlık ederek kılmıyorsa, önce mükafatlandırma ve hediye alma gibi güzel yolları denemeli, sonra yemeğini yememe, yatağına yatmamâ, ölçüyü kaçırmadan sözle azarlama gibi cezalara başvurmalıdır. Bunlardan en elverişli olanı yolu bıkmadan, usanmadan, ısrarla sürdürmelidir. Böyle bir kararlılık döneminden sonra aklı tam ve vicdanı bütün bir kadının namaz kılmayacağı düşünülemez. Ama bu konuda önce erkek kendine düşeni yapmazsa herhalde kadından da bir şey istemeye hakkı olmayacaktır. Herşeye rağmen kadın namazını ihmalinden ötürü kılmıyorsa, günümüz şartlarında kocanın onu boşanması gerektiğini söylememize imkân yoktur. Çünkü bu konuda her hangi bir nas yoktur. Boşanılacağını söyleyenler, bunu zamana göre söylemiş olmalıdırlar. Çünkü böyle bir konuda Islâm toplumu ile, günümüz gibi gayr-i Islâmi bir toplum arasında fark olacaktır. Hele çoluk-çocuğu varsa, boşaması hiç söylenemez. Çünkü bunun doğuracağı yıkım, öbüründen daha büyük olacaktır. Ancak her yolun sabırla denenmesine rağmen inanamadığı değil de, inanmadığı için kılmıyor ve bunda kararlı olduğunu söylüyorsa, çocukları da yoksa kılmayacağına kanaat getirmesi halinde, kocanın onu boşaması gerekir (Allah'u alem). Inanamadığı için kılmıyorsa, kocada da hatâ vardır, inandırmaya çalışmalı ve bunun etkili yollarını bulmalıdır.
|