KADININ KOCANIN
SOYADINI ALMASI
Resmi evlenmelerde kadın kocanın soyadını alıyor. Bu mesele Islam'da da böyle midir? Soyadı meselesinin tarihi henüz yenidir ve Islâm tarihi boyunca uygulânmamıştır. "Soyadı" kişinin hangi soya ait olduğunu, kimlerden geldiğini ve bir anlamda kimin çocuğu olduğunu gösteren bir işarettir. Soyadı sayesinde insanın nesepli ya da nesepsiz olduğu anlaşılmış olur. Bu açıdan, bakıldığında, eğer bugün millet içinde ya da milletlerarası bir kolaylık sağlıyorsa ve de bu kolaylığı bizim tarihimizde kullanılan "künye" ve "lakap" gibi uygulamalar bugün artık temin edemiyorsa. soyadı uygulamasında bir mahzur olmaz denebilir. Çünkü Islâmda da önemli olan, kişinin nesebinin belli olması,(bk. Kâsimî, Serafu'1-esbhat 5) ve kimlerden doğmuşsa onlara nisbet edilmesidir. Soyadı uygulamasının câiz olmadığı konusunda da bir nas yoktur: Ancak kadının kocanın soyadını alması bize en az iki yönden mahzurlu ve gayr-i Islâmî geliyor: a- Kişinin kendi Babasına nisbet edilmesi esastır.(bk. K. Bakara (2) 233; Ahzâb (33) 5) Soyadı demek, bir bakıma falancalanın soyundan ve filancaların çocuğu demek olur. Başkasının soyadını alan kadın, kendi soyundan koparılmış,ve sanki soysuzlastırılmış olacaktır. Meselâ Ali Gül ile Fatma Sümbül evlenir ve Fatma Sümbül, Fatma Gül adını alırsa Fatma nın artık soyu belli değildir. Sırf bu adıyla onun artık soylu bir âileden olup olmadığını anlamamız mümkün olmayacaktır. b- Bu uygulamada kadının değersiz ve ikinci sınıf insan olduğu manası vardır. Halbuki; kadın ile erkek, misyon ve fonksiyon olarak farklı olmakla birlikte insan olarak eşit varlıklardır. Buna göre niçin kadın erkeğin soyadını alıyor da erkek kadının soyadını almıyor, sorusuna kadının insanlıkta ikinci sınıf kabul edilmesinden başka bir cevap bulunamaz. Oysa Rasulüllah Efendimiz (s.a.s) "Muhammed b. Abdullah" ise, mesela Âişe validemiz de "Âişe bt. Ebûbekr" dir ve öyle kalmıştır. Hattâ Efendimizin "Ebu'1-Kâsım" künyesine karşılık o da "Ümmü Abdillah" künyesini almıştır.
|