KADININ ARABA
KULLANMASI
Bu konuyla ilgili olarak fıkıh kitaplarımızda öyle ya da böyle bir bilginin bulunmaması normaldır. Bilebildiğimiz kadarıyla bugünkü Suud Hükümeti bir iki hadîs-i şerife ve daha çok da kamu maslahatına (maslahat-i âmmeye) dayanarak kadınlara sürücü ehliyeti vermemekte ve onların araba kullanmalarını yasaklamaktadır. Sözü edilen hadisler sunlardır: "Eğer üzerindeki dişilere Allah lanet etsin." "Rasûlullah kadınları eğere (ata) binmekten yasakladı." Önce, bu her iki hadis de, sahih hadis kaynaklarının hiçbirinde geçmez ve son derece zayıftırlar. Yani bunlar üzerine fıkhı bir hüküm bina etmemiz mümkün değildir. Ikinci olarak, sahih olacakları farzedilse bile, bunlardan kadının araba kullanamayacağı hükmünü çıkarmak zordur, zorlamadır. Çünkü Rasûlullah zamanında at daha çok harp âletiydi, normal binek değildi. Kadınlar da ata binmek ihtiyacından ötürü biniyor olamazlardı. Olsa olsa fiyaka ve çalım satmak için binebilirlerdi. Bu ise kadın onuru ve edebine yakışmadığı gibi, saf gönülleri ifsat edebilir ve başka duygu ve takiplere sebep olabilirdi. Aynı gayeyle elbette erkeğin ata binmesi de caiz olmadığı gibi, hem erkeğin hem kadının araba kullanması da caiz değildir: Ne var ki, kadının caka satarak araba kullanması, aynı şekildeki erkekten daha ifsat edicidir. Dolayısı ile hükmü de daha ağır olur. Hele böyle gösteriş meraklısı bir kadının yalnız başına ve biraz da şehirden uzak yerlerde araba kullandığını düşünün... Işte Suud Hükümeti bu ve benzeri muhtemel tehlikeleri önlemek maksadıyla kadınların araba kullanmalarını yasaklamış olmalıdır. Ama tahrik edici hareket, çalım ve görünümlerde bulunmayan kadınların araba kullanmalarında dinen bir mahzur olmadığı gibi bu bazen lüzumlu da oluyor. Mahzur ancak tesettür ve mahremiyet hükümlerine riayet edilmeyen şoförlük imtihanı ve imtihan öncesi muameleleri yüzünden olabilir.
|