1. Setr-i avret farz-ı ayn; emir bi'1-ma'ruf ise, farz-ı
kifâyedir: Kişinin önce farz-ı ayn'la mükellef olacağı
açıktır. Sonra farz-ı kifâye ile mükellef olanlar,
şarktan garba kadar öncelikle o meseleyi bilenlerdir. (Ibn
Abidîn, Reddü'l-Muhtâr, IV/123.)
2. Kadınların başlarını açmaları
halinde mefşedete sebep olacakları açıktır.
Çünkü bunda naslara doğrudan muhalefet vardır. Bu
şekilde okumaları durumunda Islam'a hizmet edecekleri ise
kesin değildir. Yarın, yaşadıkları gibi
inanmaya başlamayacaklarını kimse garanti edemez. Zira
yaşadığının doğru olduğunu
savunmak, insanın tabiatında olan psikolojik bir
vakıadır. Allah Resulü, "Giyim şekilleri
birbirine benzerse, kalpler de birbirine benzer" buyurur. (Sihâbüddîn
el-Nafacî, Nesîmu'r-riyadserhu sifâi'l-Kadî Iyâz I/590) Öyleyse,
kesin olan bir maslahat, zannî olanla nasıl
değiştirilebilir?
3. Hali hazırda Islâm'a hizmet etmek isteyen bayanların,
bu işi gerçekleştirebilecekleri yegâne yolun, başlarını
açma zorunluluğunu koyan okullardan mezun olmak olduğunu
kabul imkânsızdır. Öğrenmek ve kültür ayrı
şeydir; diplomalı olmak ayrı şeydir. Bu işi
diplomasız, sırf hasbî olmak kaydıyla, ama bilerek
yapanların çok daha başarılı olduğu söylenebilir.
Binaenaleyh, gaye hizmetse, yapılacak iş, bu yolla kültürlüleşmeyi
ve Islam'ı sahih esaslara göre öğretmeyi temine çalışmaktır.