İlk oturuş. Namazın vaciplerinden birisi.
Ka'de, lügatte oturma, oturuş; ûlâ ise ilk, birinci anlamındadır.
Sıfat tamlaması olarak "ilk oturuş"
anlamına gelen ka'de-i ûlâ, terim olarak ikiden fazla rekatı
bulunan namazların ikinci rekâtında secdeden sonraki
oturuşa denir. Buna ilk teşehhüd de denir.
Ka'de-i ûlâ vacibdir. (ikinci ve son ka'de farzdır.) ikinci
rekâtın secdeleri yapıldıktan sonra sol ayak yan
yatırılıp üzerine oturulur ve sağ ayak dikilerek
parmakları kıbleye doğru yöneltilir. Eller uylukların
üzerine konur, vücut dik tutularak kucağa doğru
bakılır. Bu tarz oturmaya engel bir hâli bulunan hasta ve
sakatlar, kendi durumlarına uygun bir şekilde otururlar.
Kadınlar her iki ayaklarını sağ tarafa doğru çıkararak
sol kalçaları üzerine otururlar. Buna teverrük denir. Oturduktan
sonra "et-Tehiyyâtü" okunur. "Et-Tehiyyâtü"
okunacak süre kadar oturmaya teşehhüd miktarı adı
verilir.
Ka'de-i ûlâ'nın edası sırasında bazı vâcip
ve sünnetler bulunmaktadır. Vacipler, ka'de-i ûlâ'nın
bizzat kendisi, ka'de-i ûlâ'da teşehhüd miktarı oturmak,
oturuş müddetince "ettehiyyâtü"yu okumak, üç ve
dört rekâtlı farz namazlar ile vitir namazında ve öğle
namazının ilk sünnetinde "et-tehiyyatü"yü
okuduktan sonra hemen üçüncü rekâta kalkmaktır. Sünnetleri
ise, sağ ayağı dikmek, sol ayağı yana
yatırıp üzerine oturmak, "et-tehiyyatü"yu içinden
(sessiz) okumak, oturuş sırasında elleri uylukların
üzerine koymak, "et-tehiyyâtü" okunduğunda "lâ
ilâhe" denirken sağ elin şehâdet parmağını
kaldırıp "illallah" denirken indirmektir.
Ka'de-i ûlâyı terketmek, ka'de-i ûlâda
"et-tehiyyâtü"yü okumamak, "et-tehiyyatü"yü
okuduktan sonra üçüncü rekâta kalkmayarak salavat dualarını
okumak sehiv secdesi yapmayı gerektirir. Bu imam-ı
A'zam'ın içtihadıdır. İmameyne göre sehiv secdesi
gerekmez.