İzar daha çok hadis ve fıkıh kitaplarında geçer.
Eskiden takım elbise "izar" ve "rida"dan
ibaretti. Belden aşağı bağlanana izar; ihram gibi
omuza atılana da rida denirdi. Rida yeteri büyüklükte olunca, sağ
ucunu sol omzundan geçirip ve sol ucunu sağ kolunun altından
çıkarıp iki ucunu ya göğüs tarafından, ya da
arkadan bağlayarak örtü yapmak suretiyle namaz kılmak mümkün
ve caizdir. Ashab-ı Kirâm'dan Amr b. Seleme, Hz. Peygamber'in
böyle bir rida ile namaz kıldığını nakleder
(Buhârî, .Salât, 4; Müslim, Salât, 279, MiŞâfirîn, 83, 196;
İbn Mâce, Tahâre, 83; Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 239, 257,
281, 351).
Tek parça halindeki kumaşın iki ucunun
bağlanması, rükû sırasında bunun düşmemesi
ve namaz kılanın kendi avret yerine gözünün takılmaması
içindir (Ahmed Naim, Tecrîd-i Sarîh Tercemesi, Ankara 1983, II, 28).
Günümüzde hacca gidenlerin ihram niyetiyle belden aşağıya
bağladıkları büyücek havlu izar, omuza alman üst havlu
ise rida yerindedir. Bu giysiler erkekle ilgilidir.
Kadının ise namaz kılarken ve yabancı erkeklerin
yanında, ya da ev dışına çıktığında
yüz, el ve ayaklar dışında tüm bedeninin örtülmesi
gerekir. Kur'an-ı Kerîm'de kadının tesettürü için iki
parça giysiden söz edilir. Birincisi yanlara serbest salıverilen
başörtüsü (hımâr, çoğulu humur), diğeri bedeni
aşağıya kadar örten dış elbise (cilbâp, çoğulu
celâbîb)'dir (bk. en-Nûr, 24/31; el-Ahzâb, 33/59).
Kadınların hac'ta normal tesettürleri ihram yerine geçer.
Onlar için ayrıca ihram giysisi söz konusu değildir.