Yaş ve pis bir elbisenin üzerine, temiz ve kuru bir elbise
konsa, ya da aksi yapılsa, kuru olana, sıkılınca
damlayacak kadar yaşlık geçmişse, temiz olan da
pislenmiş olur. Az bir nemlik geçmişse birşey
gerekmez.
Pisliğin yıkanılmasıda ince
araştırmaya gerek yoktur. Meselâ kilotuna bir kaç damla
idrar düşen ve kuruyan kimse, düştüğü yeri bilmese
bile, kuvvetle zannettiği bir yerini yıkamasıyla temiz
olur.
Pislikleri, ya da pislenen şeyleri temizleme yolları
bazı fıkıh kitaplarında yirmibire kadar çıkartılır.
Bunların en önemlisi su ile yıkamaktır. Gül suyu ve
sirke de bu konuda su gibidir. Ancak et suyu, zeytinyağı ve
süt gibi sıvılar temizleyici değildir. Su ile
yapılan temizlemeye, yıkamakla temizleme adı verilir.
Su ile yıkamakla temizleme dışındaki temizleme
yolları şunlardır: Silmekle temizleme; ayna, cam,
porselen v.b. gibi pürüzsüz, parlak ve pislik çekmez yüzeyler
için kulanılır ve pis olan bu tür yüzeyler iyice
silinirlerse temiz olmuş olurlar. Kurumakla temiz olma; yeryüzü
ve ona bitişik şeyler için bir temizleme; ya da temizlenme
yoludur. Tahta gibilerden yontmakla temizleme; başkalaşım
ile temiz olma, tuzlaya düşen leşin tuzlaşması
gibi. Toprak gibileri kazmakla temizleme, deriyi tabaklamakla
temizleme, şarap için, sirkeleşme ile temiz olma, derisi
tabaklanabilen hayvanların derisini, o hayvanları şer'î
usule göre boğazlamakla temizleme, yine şarap için sirkeleştirme
ile temizleme, elbisede kurumuş menî için ovalayarak temizleme,
ayakkabı ve mest gibi şeyleri yere sürtmekle temizleme,
içinde pis su bulunan küçük bir havuza suyun bir taraftan girmesi
ve öbür yandan çıkmasıyla temiz olma, pis kuyunun suyunun
çekilmesiyle temiz olması. Neresi pis olduğu bilinmeyen bir
şeyi kısmen tasarrufla temizleme, yarısından
azı pis olan pamuğun hepsini aletle atmakla temizleme,
kuyunun suyunu boşaltmakla temizleme, yakmakla temizleme, içerisine
pislik damlayan pekmez, süt ve bal gibi şeyleri su ilâve edip
kendi ölçüsüne ininceye kadar üç defa kaynatmakla temizleme, yağ
yumağı gibi katı ve yumuşak şeylere
bulaşan pisliği oyarak temizleme.
Bir şeyin temiz olması demek ille de o şeyin
yenebilir ya da içilebilir olması demek değildir. Aksine
temiz olan bir şey yenen ve içilen bir madde ise, yenilebilir ve
içilebilir, böyle bir madde değilse, yani toprak ve
gazyağı gibi yenilip içilemeyen bir madde ise, elbiseye
bulaşırsa namaza mani olmaz, yenecek maddelere
bulaşırsa onu pisletmez, yenmesini engellemez demektir.
Pisliğin izini gidermede; sabun, deterjan ve benzeri
temizleyicilere ihtiyaç duyuracak kadar azı
bağışlanmıştır, böyle bir temizleyici
bulamadığı takdirde su ile çıkan
kadarını temizlemesi yeterlidir.
Pis olan bir madde ile üç özelliğinden; yani renginden,
kokusundan ve tadından biri değişen akarsu ve akar
olmayan çok su, kaplarda ve depolarda bulunan ve üç özelliğinden
birini değiştirmese bile, içine pislik düşen az su,
hem pis olur hem de temizlemede kullanılmaz. Meselâ
şehirlerde evlerdeki musluklardan akan su, rengi ve tadı
değişmemekle beraber lağım koksa, ya da kokusu ve
tadı değişmemekle beraber kan rengine bulansa, o su pis
olur. Onunla abdest alınıp
yıkanılmayacağı gibi, onunla yıkanan elbise
ile de namaz kılınamaz. Onunla pişirilen yemek yenmez.
Büyükçe havuzların ve göllerin sularıyla, akan
nehirlerin ve çayların suları da böyledir.
Suyun üç özelliğinden biri temiz bir maddeyle
değişse, meselâ suya toprak karısıp suyu
bulandırsa su pis olmaz. Temizlemede ve içmede kullanılabilir.
Pis olmadığı halde temizlikte kullanılamayan
sular da vardır. Bunlar abdest ve gusulde kullanılan
sulardır. Yani insanın organları ve bedeni ne kadar
temiz olursa olsun, gusulde ve abdestte kullandığı su,
meselâ biriktirilse, onunla artık ne abdest alınabilir ne
de içmede kullanılabilir. Ancak, yıkadığı
organlarda başka pislikler yok idiyse, o su pis
olmayacağı için meselâ, insanın elbisesine sıçrasa
namaza, yiyeceklere sıçrasa yemeye engel olmaz. Böyle sulara
"temiz olan fakat temizlemeyen sular" denir.
Şer'an pis sayılan bir şey
bulaştığı için yenmesi haram olan yiyecek ya da
içecekler hayvanlara da yedirilip içirilemez.