Alış-verişte basit bir aldatma anlamında
kullanılan bir İslâm hukuku terimi.
Gabn; aldatmak, aşırı yararlanmak ve bir şeyin
miktarını eksiltmek gibi anlamlara gelir. Bir terim olarak
ise; hususî akitlerde, anlaşma sırasında, akitte iki
tarafın bedellerinin eşit olmamasıdır. Gabn, miktar
ve derecesine göre ikiye ayrılır: Gabn-i fâhiş (çok
aldatma) ve gabn-i yesir (az aldatma).
İslâm hukukunda, alış-verişte kâr yasaklanmadığı
gibi ona bir sınır da konulmamıştır. Ancak
alış-verişte yalan, hile, satılacak mallarda
bulunmayan sıfatlarla malı övme veya satılan maldaki
bazı kusurları gizleme yasaklanmıştır (el-Cezîrî,
Kitâbü'l-Fıkh ale'l-Mezâhibi'l-Erbaâ, II, 283, 284). Tarafların
yalan ve hile ile birbirlerini aldatması ve böylece malın
çok yüksek veya çok düşük fiyatla satılması
meşrû görülmemiştir. Alış-veriş yapanlar
piyasa fiyatlarının esneklik alanı içinde hareket
edebilirler. Bu alanın dışına çıkılınca
gabn (aldatma) hâli başlar ve nisbet yükseldikçe sorumluluk da
artar. Gabn-i yesîrin, satım akdinin sıhhatine zarar
vermeyeceği ittifakla kabul edilmiştir. Çünkü bundan kaçınmak
güçtür. Diğer yandan, insanlar az miktardaki aldanmalara
razı olurlar. Çok aldatmanın miktar ve sınırı
hakkında ise kesin bir nass (delil) yoktur. Bu konuda, piyasadaki
uygulamaları dikkate alan müctehidlerin ortaya koyduğu
ictihadlar ise farklı olmuştur (el-Cezirî, a.g.e., II, 284,
285).
Hanefîler bir malın piyasa fiyatını veya piyasadaki
kıymetini ölçü alarak gabni belirlemeye çalışmışlardır.
Bilirkişilerin değerlendirme alanına girmeyecek
ölçüde, yüksek veya düşük fiyatla yapılan satım
akdinde gabn vardır. Meselâ;10 liraya alınmış mala
bilirkişilerden biri beş, diğeri altı, başka
birisi de yedi lira fiyat biçse ve on lira fiyat biçen olmasa, fâhiş
gabn meydana gelmiş olur (İbn Âbidîn, Reddü'l-Muhtâr,
IV,159). Fâhiş gabn derecesine ulaşmayan az aldatmalar ise
gabn-i yesîr adını alır.
Belh fakîhlerinden Nusayr b. Yahyâ (Ö. 268/881) alış-verişte
fâhiş gabn miktarlarını, gayr-i menkullerde %20,
diğer menkul mallârda %5, hayvanlarda % 10 olarak sınırlamış
ve piyasa fiyatının üstünde veya altında bu nisbetler
aşılarak yapılacak satışların fâhiş
gabn derecesinde olacağını belirtmiştir (İbn Nüceym
el-Bahru'r-Râik, Mısır 1334, II, 169).
İşte yukarıda belirtilen nisbetlere varmayan
aldanmalar az aldanma (gabn-i yesîr) sayılır ve bunun akde
etkisi olmaz. Meselâ; piyasa fiyatı dokuz-on bin lira
arasında olan menkul bir malın onbinikiyüzelli veya
sekizbinsekizyüz liraya satılması gibi; çünkü bu malın
fâhiş gabn için üst sınırı onbinbeşyüz, alt
sınırı ise sekizbinaltıyüzelli liradır (Ali
Haydar, Düraru'l-Hukkâm Şerhu Mecelleti'l-Ahkâm, I, 238).
Ancak paranın sık sık değer kaybettiği,
eşya fiyatlarının yükseldiği ekonomilerde
yukarıda belirtilen gabn miktarı önemini kaybedebilir.
Çünkü böyle bir piyasada meselâ %5 olan menkul mal gabn-i fâhiş
miktarı onbin liralık malda beşyüz liraya tekâbül
eder. Böyle bir malı onbinbeşyüz veya onbirbin liraya satın
alan kimse aldatıldığını düşünmez.
Mâlikî mezhebine göre gabn-i yesîrin, malın kıymetinin
üçte birinden az olan aldatmada gerçekleşmesi gabn konusunda
İslâm'ın esnek bir yol izlediğini gösterir
(el-Cezîrî, a.g.e., II, 284; İbn Kudâme, el-Muğnî, III,
585). (Ayrıca bk. Gabn).