Duha, Arapça bir kelime olarak lûğatte, "güneş
isabet etmek, terletmek, kuşluk yemeği yemek"
manalarına gelir. "Dahvetün" kelimesi günün
ilerlemesi, güneşin biraz yükselmesi manasına; duhâ
kelimesi ise kuşluk vakti, gün aydınlığı
manalarına gelir. Bu anlamıyla duhâ, aşağıda
sıralayacağımız Kur'ân âyetlerinde de
geçmektedir.
1- "Yahut kasabaların halkı duha (kuşluk) vakti
eğlenirken azabımızın kendilerine gelmesinden güvende
miydiler?" (el-Â'râf, 7/98)
2- Hz. Musa: "Buluşma zamanınız sizin bayram gününüzde
insanların toplandığı duha (kuşluk)
vaktidir" dedi. (Tâhâ, 20/59)
3- "Kuşluk vaktine andolsun " (ed-Duha, 93/1)
4- "Kıyameti gördükleri gün dünyada ancak bir akşam
yahut bir duhâ (kuşluk) vakti kalmış
olduklarını sanırlar. " (en-Naziat, 79/46)
Fıkhî ıstılahta duhâ vakti güneşin
doğuşundan takriben iki saat sonra giren zamana denir. Bu
zaman güneşin batıya meyletmesinden az öncesine kadar devam
eder. Bu zamana Türkçe'de kuşluk vakti denir. İslâm'da işte
bu zaman dilimine mahsus mendup olan duhâ (kuşluk) namazı
vardır. Kur'ân-ı Kerim'de duhâ namazı diye bir namazdan
bahsedilmemektedir. Bu namaz bazı Hadislerde konu edilmektedir.
Taberânî Mu'cemü'l-Kebir adlı eserinde Ebu'd-Derdâ yoluyla
Peygamber Efendimizin (s.a.s.) şöyle dediğini naklediyor:
"Kim iki rekât duhâ namazı kılarsa o kimse gafil
kimselerden olmaz. Kim duhâ namazını dört rekât kılarsa
Allah'a ibadet eden kimselerden olur. Kim bu namazı altı rekât
kılarsa o gün ona duhâ namazı olarak kâfi gelir. Kim yine
bu namazı sekiz rekât kılarsa, Allah o kimseyi kendisine
itaat eden kimselerden kabul eder. Ve kim ki bu duhâ namazını
oniki rekât kılarsa Allah ona Cennet'te bir köşk yapar.
" (et-Tahtavî, 321)
Ayrıca yine duhâ namazı konusunda Ummu Hâni'den;
"Rasûlullah (s.a.s.) Mekke'nin fethi gününde sekiz rekât namaz
kıldı. Bu namaz duha namazıydı" hadisiyle yine
Ebu Hüreyre'den; "Dostum Rasûlullah (s.a.s.) bana üç şeyi
tavsiye etti; onları ölünceye kadar bırakmam: Her aydan üç
gün oruç tutmak, duhâ (kuşluk) namazı kılmak, vitir
namazı kılıp da uyumak" (Tecrid-i Sarih Tercümesi,
IV, 151). Ve Hz. Âişe'den "Rasûlullah (s.a.s.) duhâ namazını
dört rekât kılar ve dilediği kadar da
artırırdı" şeklinde hadisler de varid
olmuştur.
Duhâ (kuşluk) namazının fıkhî hükümlerine
gelince: Bu namazı dört rekât ve daha fazla kılmak
menduptur. Bu namaz oniki rekâta kadar kılınabilir.
Ayrıca en azı iki rekat, en fazlası on iki rekât, ortası
ve en faziletli olanı sekiz rekâttır, diyen âlimler de vardır.
Büyük muhaddis Hâkim bu konuda şöyle demiştir. "Ben
hadis hafızı olan, kuvvetli ilim sahibi hadis imamlarıyla
arkadaşlık ettim. Onların, bu konudaki haberlerinin
sıhhatli olması sebebiyle duhâ namazını dört
rekât kıldıklarını gördüm. Ben de aynı görüşteyim."
(Tahtavî, 321) Öte yandan âlimler duhâ namazını
devamlı kılmanın mı, yoksa zaman zaman
kılmanın mı faziletli olduğu konusunda
değişik görüşler beyan etmişlerse de, tercih
edilen görüş, devamlı kılmanın faziletli
olduğudur.
Duhâ (kuşluk) namazının vaktine gelince; bu vakit güneşin
doğuşundan, yaklaşık iki saat sonra başlar ve güneşin
semanın ortasından batıya hafif yönelmesinden az önceki
zamana kadar devam eder.