İslâmiyet insan yaratılışına uygun en tabiî
bir dindir. Bu nedenle müminleri evlenmeye teşvik etmiştir.
Evlilik sayesinde cinsi arzular tatmin edilir, iffet ve namus korunur,
neslin devamı mümkün olur.
İslâm'a göre cimâ'ın da bir takım adâbı
vardır. Bunlar; birleşmeden önce euzü-besmele çekmek;
örtü altında olmak; kıbleye karşı olmamak;
aybaşı halinde yapmamak, dübürden sakınmak, kadına
yumuşak davranmak; o da ihtiyacını giderinceye kadar
terketmemek; ikinci defa ilişkide bulunacaksa eteğini
yıkamak; gecenin başlangıcında ilişkide
bulunacaksa uyumadan önce yıkanmak, hiç değilse abdest
alıp öyle uyumak; sevgi ve ilgiyi artırıcı
hareketlerde bulunmak ve:
"Allah'ım! Bizden ve bize vereceğin çocuktan
şeytanı uzak kıl" diye dua etmek. Kim bu duayı
okur da çocuğu olursa şeytan onu saptıramaz (Tecrid-i
Sarih Tercümesi, XI, 303; Mansur Ali Nasıf et-Tâc, II, 3082;
Gazâli, İhya', Kahire 1967, II, 63-65).
İslâm cinsi arzuların meşru yoldan giderilmesini
ister. Kadına dübürden yaklaşmayı yasaklaması
Kur'anî nass ile belirlenmiştir. "Allah'ın size
emrettiği yerden onlara gidin" (el-Bakara, 2/222) buyrulur. Bu
bildiğimiz tenâsül yoludur. Arka yoldan yaklaşmak doğru
değildir. Peygamber Efendimiz: "Hanımına arka yoldan
yaklaşan kimse lanete uğramıştır."
buyurur. Başka bir hadîslerinde de:
"Erkeğe veya kadına arka yoldan yaklaşan kimseye
Allah, rahmet bakışıyla bakmaz" buyururlar
(Mişkâtü'l-Mesâbih, II, 184). Böyle davranmak küçük livata
olarak kabul edilmiştir.
Adet gören veya lohusalık halinde bulunan kadınlarla cinsi
ilişkide bulunmak haramdır. Nitekim: "Hayız
zamanında kadınlarınızla cinsi münasebetten
vazgeçin. " (el-Bakara, 2/222) ayeti bunu açıkça ifade
etmektedir. Cinsi münasebetten sonra gusletmek farzdır.