Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam), (olen) cocugu icin aglamakta olan bir kadina rastlamisti:
“Allah’tan kork ve sabret!” buyurdu: Kadin (izdirabindan kendisine hitab edenin kim olduguna bile bakmadan):
“Benim basima gelenden sana ne?” dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) uzaklasinca, kadina:
“Bu Resulullah idi!” dendi. Bunun uzerine, kadin cocugun olumu kadar da soyledigi sozden dolayi (utanip) uzuldu. (Ozur dilemek icin) dogru aleyhissalatu vesselamin kapisina kostu:
Ama kapida bekleyen kapicilar gormedi, dogrudan huzuruna cikti ve:
“Ey Allah’in Resulu, (o yakisiksiz sozu) sizi tanimadan sarfettim (bagislayin!)” dedi.
Aleyhissalatu vesselam:
“Makbul sabir, musibetle karsilastigin ilk andakidir” buyurdu.
Abdullah Ibnu Amr Ibni’I-As (radiyallahu anhuma) anlatiyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
Sabır ve Mahiyeti
Akrabalarimizi Yeterince Ziyaret Ediyor Muyuz?
Halit b. Zeyd (Ebu Eyyub el-Ensari) hazretlerinden rivayet edildigine gore bir adam Hz. Peygamber’e gelerek: “-Ya Rasulallah; beni Cennete sokacak bir ibadet soyler misiniz?” dedi… Rasulullah su cevabi verdi: “Allah’a ibadet eder ve O’na hic bir seyi ortak kosmazsin, namaz kilar, zekat verir ve sila-i rahm edersin” (Buhari, Zekat, 1) Peygamber Efendimizin bu kadar onemle uzerinde durdugu ve yapildigi zaman muslumanlarin Cennete girmelerine sebep olacagini haber verdigi sila-i rahim; her turlu hayir islerinde akraba ve yakinlarin gorulup gozetilmesidir. Gerek ayetlerde, gerek hadislerde, bunun, namaz, zekat gibi farz ibadetlerden hemen sonra zikredilmesi, Islamdaki onemini gostermektedir. Alimler sila-i rahimde bulunmanin vacib oldugu gorusundedirler. Bunun, terkedilmesi, yani akraba ve yakinlarla olan ilgisinin kesilmesi, buyuk gunah sayilmistir. Cenab-i Hakk soyle buyuruyor:
“Allah’tan korkun ve akrabalik baglarini kesmekten sakinin” (en-Nisa, 4/I); Onlar ki Allah’in gozetilmesini emrettigi haklari gozetirler (akrabalik baglarini devam ettirirler ve iyilikte bulunurlar); Rablerine saygi beslerler ve kotu hesaptan korkarlar… “Fakat Allah’in tevhit akidesini kabullendikten sonra onu bozanlar ve Allah’in baglanmasini emrettigi baglari koparanlar (akrabalik baglarini kesenler) ve yeryuzunu fesada verenler var ya; iste bunlar, lanet onlara ve yurdun kotusu Cehennem de onlara” (er-Ra’d, 13/21, 25).
Yine Hz. Peygamber soyle buyurmustur:
Devamını oku from "Akrabalarimizi Yeterince Ziyaret Ediyor Muyuz?"
İslami Forum Rehberi
Günümüzde internet dünyası akıl almaz bir şekilde büyüdü. Bu büyümeyle birlikte insanlar artık bilgiye çok hızlı bir şekilde ulaşmaya başladılar. Haliyle İslami ilimler de sanal dünyada paylaşılmaya ve başlandı. İlk önceleri cd lerde programlar halinde kullanıcılara sunuldu. Web siteleri ile online olarak İslami bilgilere ulaşılması sağlandı. Ve nihayetinde forum kültürünün de gelişmesiyle aktif katılımla birlikte İslami bilgilerin öğrenim alanları oluşturuldu.
Gayet tabidir ki her İslami forum oluşturan kişi uzman olmadığı için, dinin yanlış öğrenilmesi gibi zararlar da bu bağlamda kendini göstermeye başladı. Tabi ehl-i sünnet itikadı dışındaki grup ve toplulukların kendi batıl fikir ve düşüncelerini İslam’ın özü gibi sunmaya çalıştıklarına da her zaman şahit oluyoruz. Her bir grup için sanal ortam, kendi görüşlerini doğru olarak lanse edebilmek için bulunmaz bir fırsat oldu. Ve daha bir sürü itikada verilen zararlar maalesef yaygınlaşmaya başladı.
İşte biz bu noktaları nazar-ı dikkate alarak, İslami bir forum nasıl olmalıdır, İslami bir forumdan beklentiler nelerdir, İslami forumlar nasıl bir yol izlemelidir gibi sorulara cevap olması için bir çalışma başlattık. Bu çalışmanın bundan sonra İslami forumlar için bu sahada bir iyi bir kılavuz ve güzel bir rehber olmasını temenni ediyoruz.
Bildiğiniz gibi forumlarda karşılıklı fikir alış-verişleri, tartışmalar, konu paylaşımları ve soru cevaplar önemli yer tutar. Biz bu yazımızda İslami bir forumda soru-cevap ilişkisinde dikkat edilecek bazı noktaları beyan edeceğiz.
İslam her konuda olduğu gibi soru sormada da bazı kurallar getirmiştir. Herkesin kafasına göre soru sorması, aklına her gelen soruyu sorması çeşitli ayet-i kerimelerle ve hadis-i şeriflerle yasaklanmıştır. Bu sebeple soru soran kişi, sorarken bu kurallara dikkat etmelidir. Maalesef bugün İslami forumlarda en çok karşılaşılan durumlardan birisi, her türlü sorunun dikkat edilmeden soruluyor olmasıdır. Cevap verilme kısmına hele hiç girmeyelim. Peki, bizlerin soru sorarken dikkat etmesi gereken şeyler nelerdir? Hangi tür sorular dinimizce yasaklanmıştır? Bunları maddeler halinde açıklamaya çalışalım:
1. Pratik İhtiyaçtan Fazla Bir Şey Sormak : İtikadımızca, ümmet-i Muhammed’in (asm) kolaylıkla dini emirleri uygulayabilmesi için, mezheplere ittiba mecburiyeti vardır. Dört hak mezhepten birine tabi olan kişi kurtulur. Fakat günümüzde forumlarda da bazen şahit olduğumuz üzere bazı mezhep taassupları yaşanmaktadır. Yani bir Müslüman, kendi mezhebinde olmayan, fakat diğer üç hak mezhebin birisinde mevcut olan bir hükmü kabul etmeyebilmektedir. Ve bazen, dört mezhebin ihtiva ettiği kurallarla yetinmeyerek bir takım sorular sorulabilmektedir. Bunun birkaç sebebi vardır. Bilmemek, ya da mezhep düşmanlarının bu yönde faaliyetleri bu tarz hareketlerin sebebi olabilir. Ancak her ne olursa olsun, İslami bir forumda bu tarz soruların önüne geçecek şekilde kodifik düzenlemenin yapılması ve üyelerin bu konuda bilgilendirilmesi zaruridir. Çünkü forumdan istifade eden bir kişinin itikadının bozulması –maazallah- onlarca kişinin istifade etmesinden gelecek hayrı yok edebilir.
2. Müşkil ve mugalatalı sorular sormak: Bazen rastlıyoruz ki, bazı kişiler kendi bilgilerini göstermek istercesine sanki bilmece gibi İslam hakkında sorular sormaktadırlar. Bu tarz sorular, hem her ihtimalde yanlış cevaplanacak mugalata tarzındadır. Bu sorulara muhatap kalan dinini yeni öğrenmeye çalışan kardeşlerimizin aklı tamamen karışmaktadır. Ve neticede imani meseleleri bile sorgulayacak duruma gelmektedirler. İşte bu tarz sorulara da mahal vermemek İslami bir forumda gereklidir.
3. İbadetle İlgili Konularda Hükmün İlletini Sormak: Maalesef yine sıkça rastladığımız, fakat en tehlike arzeden durumlardan birisidir. Bir ibadetin nasıl yapıldığından ve hikmetlerinden çok, illetlerini(emrediliş sebebi) sorgulamak itikadın bozulmasına sebep olur.
4. Derinleştirerek ve Zorlaştırarak Sormak: Bazen basit bir soru öyle derinleştirilerek ve zorlaştırılarak sorulur ki, aslında cevap çok basit olduğu halde akılda bir çok soru işareti bırakır. İslami bir forumda bu tarz sorulara ilmi yeterli bilgili ehil bir kişi cevap vermelidir. Mesele güzelce izah edilmelidir. Burada da bazen forum yöneticileri hataya düşmektedirler. Sorulan soruyu kafalarından cevaplayarak cevabı çok basit gördüğü için cevaplamamak, hatadır. Çünkü başka bir üyenin o sorudan dolayı cevap bulamamaktan ötürü kafası karışabilir. Neticede aslında cevabı basit olan bir soru, itikada zarar veren neticelere götürebilir.
5. Müteşabihatla Alakalı Soru Sormak: Bilindiği gibi Kur’an’ın iki tür ayeti vardır. Muhkem ve müteşabih. Cenab-ı Hak bizden muhkem ayetlerle amel etmemizi, müteşabih ayetlere ise sadece iman etmemizi istemiştir. Müteşabih ayetleri sadece dinde Rasih olan söz sahibi büyük alimler mana edebilirler. Bu sebeple müteşabihler hakkında soru sormak menedilmiştir.
6. Kışkırtmak, Susturmak ve Tartışmada Galip Gelmek İçin soru Sormak: Bu tarz soruların amacı bellidir. Maksat öğrenmek değil, karşıdakini ilzam etmektir. Bu tarz sorulara cevap verilmemesi önemli olduğu gibi, forum yöneticilerinin rolü burada daha önce başlar. Forum yöneticileri, İslami bir konuyu böyle bir tartışma ortamına sokmayarak böyle bir ortamı baştan engellemelidirler. Bu madde ile ilgili tartışma konusunda da bazı açıklamalar yapacağız.
Neticede görülüyor ki İslami bir forumda soru-cevap ilişkisinde dikkat edilecek bir çok nokta vardır. Biz burada bazı önemli noktaları beyan ettik. İnşallah bir sonraki yazımızda forumlarda en çok rastlanan tartışma ve mücadele ile alakalı açıklamalar yapacağız. Allah’a emanet olun.
Www.Muhabbetullah.Com-MF Yönetim
Kutlu Doğuma Seviniyor Musunuz?
Geçtiğimiz ay içerisinde Fahr-i Kainat Efendimiz’in dünyaya teşrifleri olan Mevlid Kandili’ni ihya etmiştik. Geçtiğimiz günler içerisinde de Kutlu Doğum Haftası adı altında bazı etkinlikler yapıldı. Gül geceleri, Kur’an ziyafetleri vs… Kutlu doğum haftası bütün yurtta coşku içerisinde kutlandı. Peki ama bu Kutlu doğum haftası nasıl bu şekilde belirlenmişti?
İşte burada birkaç hafta önce görüştüğümüz bir zatın sözlerini aktarmak istiyorum. Bu zat, Konya eski dönem mebuslarından birisi.. Kendisi diyor ki: “Biz bu kutlu doğum haftası etkinliklerinin yapılmasını ilk defa Diyanet İşleri Başkanlığı’na teklif eden gruptuk. İlk teklifi verdiğimiz zamanlarda, Kutlu Doğum Haftası olarak belirlediğimiz tarih, Mevlid Kandili’ni de içerisine alıyordu. Ve Mevlid Kandili ekseninde bu etkinlikleri gerçekleştiriyorduk. Fakat sonra hicri sene farkından dolayı Mevlid Kandili ile Kutlu Doğum Haftası birbirinden uzaklaştılar.”
Ben burada bu şahsın sözlerinin değerlendirmesini yapmayacağım. Bir kişi ya da grubun kutlamasıyla o gün mübarek olur mu olmaz mı bu tartışma içerisine de girmek istemiyorum. Benim esas sorgulamak istediğim nokta şu: Toplum olarak gerçekten Kutlu Doğum Haftasına önem veriyoruz. Güller dağıtılıyor, hafızlar mevlitler okuyor, Kur’an ziyafetleri yapılıyor, hatta yaklaşan derbi maçının bile Kutlu Doğum’a yakışır bir şekilde olmasına dair demeçler veriliyor. (Kutlu doğuma uygun bir derbi ne demek onu size bırakıyorum) Fakat doğumuna sevindiğimiz, dünyaya teşrif edişini kutladığımız zatı (asm) ne kadar tanıyoruz? O zatın (asm) mahiyeti hakkında bilgimiz nedir? Ya da soruyu şu şekilde sorayım: Acaba bizim bu şekilde hareket etmemiz, O’nu (asm) tanımadığımızın bir göstergesi mi?
Kategori
- Allah Azze ve Celle
- Ayet ve Hadislerle Cihad
- Biyografiler
- Cihad ve Mücadele
- Dini Gün Gece ve Aylar
- Dini Hükümler
- Fıkıh ve Akaid
- Fıkıh, İtikad ve Akaid Meseleleri
- Genel Bölüm
- Güzel Yazılar
- Hac ve Umre
- Hz. Muhammed (S.a.s)
- İslamda Aile
- İslamda Çocuk ve Eğitimi
- İslamda Kadın
- İslami Bilgiler
- İslami Konular
- Kişisel Başarı
- Namaz ve Abdest
- Risale-i Nur ve İzahı..
- sahabeler
- Serbest Kürsü
- Sorularla İslam
- Sorularla Risale-i Nur
- Tasavvuf
Sayfa
Bağlantılar
- ‘Reklam’ - Reklam Verin..!
- Ailemiz
- Alıntı Koşulları - Alıntı Yapma Şartları
- Anne Baba Hakkı
- Bazı Bilgiler
- Bazı Bilgiler 2
- Çocuk ve Bebek Bakımı
- Dini Gün ve Geceler
- Dini Hikayeler
- Emanet ve Ehliyet
- Evliyalar
- Fıkıh Bilgileri
- Foruma Gir - islami foruma gir
- Hac Rehberi
- İletişim
- İslam Ansiklopedisi
- İslam Tarihi - İslam Tarihi Oku
- İslamda Kadın
- Kur’an Meali (Almanca)
- Kur’an Meali (Fransızca)
- Kur’an Meali (ingilizce)
- Kur’an Tefsiri (Fizilal´il Kur´an)
- Kütüb-i Sitte Oku
- Mahrem Konular
- Mektubat-ı Rabbani - mektubatı rabbani oku
- Mesneviden Hikayeler - islami hikayeler
- Mezhepler
- Namaz Öğreniyorum
- Risale-i Nur - Online Risale Oku
- Rss
- Rüya Tabiri - Rüya tabirleri
- Sağlık Konuları
- Sahabeler
- SE’ÂDET-İ EBEDİYYE - İlmihal
- Şifalı Bitkiler
- Tasavvuf
- Temizlik
- Tıbbi Meseleler
- Yemek Tarifleri
- Ziyaretçi Defteri
P | S | Ç | P | C | C | P |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | ||||||
2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 |
9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 |
16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 |
23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 |
30 | 31 |
Yeni Yazılar
- AH MESCİDİ AKSA AH!
- Ey Ümmet Nerdesiniz?
- Dinde Peygambere İhtiyaç Var mıdır?
- İslâm ile küfrün birbirinin zıddı, tersi olduğunu, İslâm düşmânlarını sevmemeği bildirmekdedir
- Şeyh Salah, müslümanları Kudüs için harekete geçmeye çağırdı
- KADİR GECESİ İÇİN SMS MESAJLARI
- Kadir Gecesinde Ne Yapılır? Hangi Namaz Kılınır? Edilecek Dualar
- Heyecanı ve Hüznü Büyük Olan Bir Ramazan Ayı Daha!!
Yeni Yorumlar
- sevim in Müslüman Kadının, Kocasın…
- HawasHasan in smf.gen.tr ödüllü smf seo y…
- rabia in smf.gen.tr ödüllü smf seo y…
- sehid in Müslüman Kadının, Kocasın…
- sehid in Müslüman Kadının, Kocasın…
- uzman seo in smf.gen.tr ödüllü smf seo y…
- Mustafa in smf.gen.tr ödüllü smf seo y…
- G.bozkurt in Müslüman Kadının, Kocasın…
Anasayfa
Filistine Destek
Diyet
DiyetArşiv
- Ekim 2023
- Ocak 2020
- Mayıs 2011
- Haziran 2010
- Eylül 2009
- Ağustos 2009
- Mayıs 2009
- Nisan 2009
- Mart 2009
- Şubat 2009
- Ocak 2009
- Aralık 2008
- Kasım 2008
- Ekim 2008
- Eylül 2008
- Ağustos 2008
- Temmuz 2008
- Haziran 2008
- Mayıs 2008
- Nisan 2008
- Mart 2008