|
İSLAM
ANSİKLOPEDİSİ
HORMONLU GIDA
İnsan organizması çok sayıda birimlerden kurulmuştur. Bu birimlerin uyum içinde çalışmaları birimler arasındaki iletişime bağlıdır. Vücudumuzda başlıca iki iletişim sistemi vardır. Bunlardan ilki ve en hızlı olanı "sinir sistemi" ikincisi ve daha yavaş olanı da "hormonlar sistemi" dir. Hormonlar "iç salgı bezi" denilen özel organlardan salgılanırlar. Her iç salgı bezi belli, kendisine özgü, bir yada birkaç hormon salgılar, meselâ; pankreas, insülin ve glukagon adlı iki hormon salgılarken, troit bezi de "tiroksin" ve "tirokalsitonin" denilen hormonları salgılar.
İç salgı bezlerinde salgılanan hormonlar, salgılandıkları organda bulunan kan damarları yoluyla kan dolaşımına ve ordan da tüm vücuda yayılırlar. Ancak her hormonun etki edeceği doku yada hücreler farklıdır. Her hormonun vücûdun o anki ihtiyacı karşılayacak seviyede salgılanması gerekir.
Hayatın belli dönemlerinde hipofiz bezinin salgıladığı büyüme hormonunun belli miktarlarına ihtiyaç duyulur. Bu seviyenin çeşitli bozukluklara bağlı olarak aşılması yada altında kalınması, değişik hastalık tablolarının ortaya çıkmasına neden olur. Devlik ya cücelik rahatsızlığı, böyle bir hormon dengesizliğinden meydana gelir. Devlik yada cücelik hastalığına yakalanan kişilerde bir süre sonra şeker hastalığı ortaya çıkar. Hastalığın başlangıcında cinsel istek artmış olmakla birlikte zamanla bu da azalır, yada kaybolur.
İşte insanlarda bu gibi vücud dengesizliklerine sebep olan hormon bozukluğu, diğer canlı hayvanlarda da dışarıdan hormon zerki ile benzer arızaları meydana getirebilir. İnsan; devlik hastalığı gibi hayvanda da büyüme ve irileşmeyi normalin üstünde hızlandırır. Ancak bu arada hayvan etinde, bu eti yiyenlerde bazı hastalıklar meydana getirecek oluşumlar gelişebilir (Görsel Sağlık Ansiklopedisi, 3. Baskı İstanbul 1984, I, 70, 122, 123 vd.)
Sonuç olarak hormon uygulanmış bir gıda maddesi tıp, tarım ve veterinerlik bakımından incelenerek, insan vücudu için zararlı unsurlar taşıyıp taşımadıkları belirlenmelidir. Bir hayvan veya bitkiye mücerred hormon uygulanması, bu gıda maddesini yemenin meşrû olmadığını söylemek için yeterli değildir. Çünkü bir canlının yediği pislik veya meşrû olmayan gıda, onun vücudunda hazmedilir, tüketilir ve yararlı olan unsurlar alındıktan sonra kalanı dışarı atılır. Bu prensipten hareket edilerek aşağıdaki fürû meseleler çözüme kavuşturulmuştur. Pislik yiyen hayvan, etinden pis koku gidinceye kadar hapsedilir, koku gittikten sonra yenilir. Bu temizlenme süresi, tavuk için üç gün, koyun-keçi için dört gün, deve ve sığır için on gündür. Eğer bir hayvan hem pislik, hem de temiz yiyecekler yese ve eti de kokmasa, o zaman onun eti helâldir. Domuz sütü ile beslenen bir buzağı veya kuzunun eti helâldir. Çünkü onun eti bozulmaz. Onun gıdalandığı şey de istihlâk edilmiştir. Eti yenen bir hayvan şarap içse, aynı saatte kesilse, bunun etini yemek kerâhetle birlikte helâl sayılmıştır (İbn Âbidîn, Reddü'lMuhtâr, terceme, Ahmed Davudoğlu, İstanbul, s. 322-326).
Hormonlu gıda temelde meşrû bir gıda olmakla birlikte inceleme ve tahlil sonucunda, sırf hormon uygulaması yüzünden yiyen kimsenin vücuduna zarar verecek bir nitelik kazandığı ortaya çıkarsa, hastalıklı hayvan veya bozuk gıda maddesi hükmünde bulunur. Yani insana vereceği zararın durumuna göre, böyle bir hayvanın etini yemek haram veya mekruh olur. Ancak bu gıda, tahlil sonucu insan vücudu için zararlı unsurlar taşımazsa helâldir.
Hamdi DÖNDÜREN