|
İSLAM
ANSİKLOPEDİSİ
CÂHİL, CEHÂLET
Bilmeyen, iş bilmez, bilgisiz, tecrübesiz anlamlarına gelen ve halk arasında yol-yordam, ilim-irfandan haberdar olmayan kimse. Cahilin içinde bulunduğu hâle de cehalet denir. Ayrıca cehalet, ilmin karşısında olmak, bilmemek manasını taşır. İlim; bilmek, her şeyin en iyisi, en hayırlısı olduğu gibi; cehâlet de onun zıddı, her şeyin en fenasıdır. İlim sahibi faziletli, yüce kişi sayılırken; cahil insanlar da bilgiye karşı daima aşağılanan kişiler olarak bilinirler.
Kur'an-ı Kerîm inkârcıları: "..Cehalet içerisinde kalmış (bilgisizliğe saplanıp kalan) gafiller" (ez-Zariyat, 51/11) olarak zikreder. Yine cahillerden sakınmak için; " Âf yolunu tut, bağışla, mâruf olan şeyleri emret, cahillerden yüz çevir. " (el-A'râf 7/199) buyurulur. Bilgisiz insanlar körler gibidir: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" (ez-Zümer, 39/9). "Aynen görenle görmeyenin bir olmadığı gibi."
Cahil kişiler faziletli, doğru ve ilmi kendine önder seçmiş, akıllı kişilerden kaçarlar. Çünkü, kendini olduğundan büyük görme hastalığına tutulan cahiller, tevazû sahibi bilginlerden hiç bir şey anlayamazlar. Cahil, her şeyin dış yüzünü görür, kabukta kalır. Her şeyi bildiğini sanır, boş iddialarda bulunur. Ancak görünenin arkasında bir de hissedilenin varolduğunu bilemez. Cahilin tedbiri, düşüncesi köksüz ve çürüktür. Bundan dolayı cahiller için:
"Cahil yaşayan ölüdür.", "Diri iken ölü." denilmiştir. Hazret-i İsa da:
"Ben ölüleri dirilttim fakat cahilleri diriltemedim." buyurmuştur.
Halk arasında hadis olarak bilinen yaygın bir sözde: "Akıllının düşmanlığı, cahilin dostluğundan daha hayırlıdır." denilmektedir.
Hazret-i Ali (r.a.): "Faziletli kişiler hakkında haset edilir. Cahiller de ilim sahiplerine düşman kesilirler." buyurmuştur. Eskiden İslâm toplumlarında âlimlerden birine kızıldığı zaman en büyük ceza olmak üzere onu cahil bir kişi ile hapsederler veya bir arada yaşamaya zorlarlardı. "Cahillere para verilse de yüz verilmez" deyimi çok kullanılan bir deyimdir.
Şâmil İA