|
İSLAM
ANSİKLOPEDİSİ
el-BÂRÎ'
Cenâb-ı Allah'ın isimlerinden biri. Bir örnek ve emsâle ihtiyaç duymadan yaratan zat anlamına.
Eşyayı ve her şeyin âzâ ve cihazını birbirine uygun ve mülâyim bir halde yaratan. Her şeyin vücudu mütenâsip, yani âzâsı, hayat cihazları ve anâsırı keyfiyet ve kemiyet itibariyle birbirine uygun ve yaraşık olarak yaratıldığı gibi her şeyin hizmeti ve faydası umumi ahenge uygun yaratılmıştır. Öyle ki, bütün eşya birbirine lâzım ve mülâyim ve bu namütenâhi âlemler gûya ki, bir tek makina imiş gibi, her şey bir şey için ve bir şey her şey içindir.
Kur'an'da Bârî kelimesi, halik ve musavvir ile birlikte zikredilmektedir.
Bârî vasfı Kur'an-ı Kerîm'de üç yerde açıklanır. Haşr suresinde: "O, öyle Allah'tır ki, vücuda getireceği herşeyi hikmeti muktezasınca takdir edendir. Onları var edendir. Varlıklara sûret verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde ne varsa (hepsi) O'nu tesbih (ve tenzih) eder. O, galib-i mutlaktır. Yegane hüküm ve hikmet sahibidir. " (el-Haşr, 59/24) Allah bir şeyi, bir şeyden olmayarak yaratır (ibda). Yani yoktan yaratır. Şeyler, maddesiz olarak ketm-i ademden çıkar. Cenâb-ı Hakk'ın, âlemi yaratması bakımından üç değişmez sıfatı vardır: İbda, Halk, Tedbir, İbda, bir şeyi yoktan var etmektir. Halk, bir şeyi bir şeyden var etmektir. Tedbir de, bütün alemi idare etmek demektir. (el-Bakara, 2/54).
Bârî, Berae fiilinden gelir ve yaratıcı demektir. Yaratmak (halk), iki manaya delâlet eder: Takdir ve yok olan şeye vücud vermek; hiçbir asıl ve misali yok iken icat etmek. Bazen de inşa manasına kullanılır. Her şeyi tam anlamıyla takdir ve icat ederek yaratan yaratıcı, ancak Allah'tır. "O öyle halik ki, bârî yani öyle temiz yaratıcı ki, yarattıklarını temiz ve sağlam bir nizam üzere seçip tesviye ve tekamül ettirerek birbirinden farklı özellikler ile temyiz ettirir." (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, İstanbul 1936, VI, 4876).
Bedea fiil kökünden gelen bad'a kelimesi, icat etmek, örneksiz yapmak demektir. Aynı zamanda Allah'ın aletsiz, zamansız ve mekânsız icat etmesi anlamında kullanılır. (Ali Ünal, Kur'an'da Temel Kavramlar, İstanbul 1986, s. 197).
Şâmil İA