b. Animizm
Animizm
için eğitim ve psikoloji sözlükleri, "çocuğun çevresindeki eşyaları canlı
saydığı dönemdir."(116) diye söz ederler. Zihnî inkişâfın başlamasıyla,
animizm dönemi de başlamış demektir.
Animizm dönemindeki çocuk, etrafındaki
varlıklara; güneşe, suya, evlere hatta çakıl taşlarına bile hiç fark gözetmeden
canlı ve şuurlu varlıklar gözüyle bakar.(117) Çevresindeki varlıkları canlı veya
cansız olarak ayıramadığı için oyuncaklarıyla konuşur, bebeklerine isimler takar,
odadaki veya bahçedeki her şeyi kendi isteğine göre birer şahıs olarak tahayyül
eder; bazen de başını çarptığı masayı, "pis masa!" diyerek
tekmeler.(118)
"Beş yaşındaki kız çocuğu çemberini
çevirirken birden durur ve annesine şöyle der: `Sanıyorum bu çember canlı; çünkü
nereye istersem oraya gidiyor!' İki yaşındaki bir çocuk ise, parmaklarını güneşe
doğru tuttuktan sonra, kırmızı renkte gördüğü parmakları için, `Güneş
parmaklarımı kanatıyor!' demiştir. Bir başka oğlan çocûğu da yağmurlu bir
günde, garajdaki otomobili, `Yağmur yağdığı için garajda uyuyor' diye
düşünür." (119)
Yukarıdaki ifadeler çocuk animizminin bilinen
örnekleridir. Üç yaşındaki bir kız çocuğu, "Evler niçin
yürümüyor"(120) diye rahatlıkla sorabilir; çünkü ona göre ev, kendisini
barındıran canlı bir varlıktır.
Araştırmalara göre çocuklar bir suçun
kötü bir tesadüften doğan bir olayla cezalandırılmış olduğuna inanmaktadır.
Meselâ köprü, altından kaçmakta olan bir hırsızın üstüne çöker. Çocuklara
göre bu inanç, orada kendiliğinden var olan adaletin tezahürüdür. Piaget buna
çocuğun animizmi gözüyle bakmaktadır.(121)
Jacquin'e göre, egosantrizmin, animizmle
aşağı yukarı aynı zamanda görünen bir başka sonucu da Artifisializm'dir. Buna
göre çocuk, her varlığa bir sanat eseri olarak yapılmış gözüyle bakmaktadır. Ona
göre, ırmakların yatağını kazan, güneşi ileri doğru iten, rüzgârı estiren çok
büyük bir insandır. (122)
Piaget ise artifisializmi, "Tabiatın bir
insan tarafından yapıldığını veya insan tekniğine benzer yolla kendi kendini
meydana getirdiğini düşünmek" şeklinde anlamaktadır.
Piaget'nin anlatımıyla, Bovet'nin bir
eserinden konuyla ilgili ifadeleri aynen aktarıyoruz.
"Çocuğun kendine vergi bir çok
fikirleri vardı. Yeryüzünün düz, güneşin de ateşten bir top olduğunu
zannediyordu. İlk olarak birçok güneşin var olduğunu, her gün bunlardan bir
tanesinin doğduğunu düşünüyor, nasıl doğup battıklarını anlayamıyordu. Bir
akşam tesadüfen çocukların iple bağlı yağlanmış ve ateşlenmiş yumakları havaya
atıp çektiklerini gördü. Yine aklına güneş geldi; güneşin de aynı şekilde
havaya atılıp çekildiğini düşündü. Fakat hangi kuvvet yapıyordu bu işi? Büyük,
kuvvetli bir adamın San-Fransisko'yu çevreleyen tepelerin arkasında gizlendiğini
farzetti. Güneş bu adamın oyuncağı idi; adam her sabah onu göklere fırlatıp
akşamları çekmekten hoşlanıyordu." (l23)
Piaget, bundan sonraki ifadelerinde, çocuğun
gökte büyük ve kuvvetli bir adam olarak tasavvur ettiği varlığı, sonradan Tanrı
olarak kabul ettiğini belirtmektedir. Aynı şekilde Jacquin, çocuğun içinde
yaşadığı çevre, onun zihnine çok güçlü bir Allah fikrini yerleştirmese bile
çocuk, bu artifisialist düşüncesiyle her şeyin bir yaratıcısı ve yöneticisi
olduğunun farkına varacağını ifade etmektedir.(124)
116. Tuğlacı, age, I, 103;
Türkçe Söılük. T. D. K. Ank. 1983, I, 57; Alaylıoğlu-0ğuzkan, age, s. 42; Enç,
age, s. 43.
117. Jacquin, age, s. 78.
118. Gövsa, age, s. 98; Yörükoğlu, age, s. 10. 119. Altınköprü,
age, s. 16, 18.
120. Dalat, age, s. 92
121. Vergole, agm, XXII, 324
122. Jacquin, age, s. 78.
123. Bovet, age, s. 72.
124. Jacquin, age, s. 78.
Dr.Mehmed Emin Ay