3. Dil Gelişimi
Çocuktaki zihnî gelişimin bölümlerinden
biri olan dil gelişimi, çocuk tarafından ilk kelimelerin telaffuz edilmesiyle başlar.
Bazı araştırmacıların tespitine göre ilk kelimeler 8-10. aylarda duyulmaktadır.(88)
Fakat anlaşılabilecek ilk kelime belki de ancak 10. aydan sonradır.(89)
Genellikle çocuklar birinci yaşın sonunda
konuşmaya başlamaktadırlar.(90) Hem erken, hem de düzgün konuşma yönüyle kızlar
erkeklerden başarılıdır.(91)
Eski terbiye kitaplarından birinde, çocuğun
dil gelişimi üç safhaya ayrılmıştır.
1. Teşebbüs ve temrin
(alıştırma, exercise) devresi.
2. Kelime ve cümle devresi.
3. Cümle devresi.(92) Bu
eserde, yukarıdaki safhaların hangi yaşlarda olduğuna dair bilgiye rastlayamadık,
ancak
Piaget'nin
bu konudaki görüşleriyle konuyu bütünleştirebiliriz. Üç yaşından önce çocuk,
bizzat kendi kendine konuşmayı sever. Piaget buna "Monolog döneme"' (kendi
kendine konuşma) adını vermektedir. Bu ilk aşamadan sonra çocukta, bildiğimiz
"Kollektif monolog" gözlenebilir. Çocuk belirli bir kişiye bakmadan,
"Bak! veya dikkat!" diyerek konuşur. 5-6 yaşlarından itibaren ise, yavaş
yavaş sosyalleşmiş dile geçiş vardır.(93)
Bir başka psikolog ise, çocuktaki dil
gelişimini iki döneme ayırarak incelemektedir.(94)
1. Pasif dönem (1-2. yaş
arasındaki dönem).
2. Aktif dönem (2-3. yaş
arasındaki dönem).
Buna göre; pasif dönem denilen devrede,
çocuk konuşulanları sadece dinler, anlamaya çalışır ve ancak anladıktan sonra
konuşma çabalan gösterir. Bu devrede dikkat edilmesi gereken şey, çocuğa sevgiyle
yaklaşarak, doğru ve yeterli bir şekilde konuşmaktır. Aktif dönemin başlamasıyla,
çocuk eşyaya ad verme iktidarını kazanarak tek kelimelik cümlelerden, çok kelimeli
cümlelere geçmeye muvaffak olacaktır. Konuşması giderek önem kazanacak ve çocuk bu
dönemde uydurma kelimelerden de vazgeçecektir.(95) Dilin iyi konuşulduğu bir çevrede,
üç yaşındaki bir çocuğun ortalama olarak 1000 kadar kelimeyi anlamlı olarak
kullandığı tesbit edilmiştir.(96)
"Dil gelişimi açısından 3. ve 4.
yaşlar özellikle önemli yıllardır; çünkü sözcükleri doğru olarak
seslendirememe, kekemelik gibi konuşma bozuklukları bu yaşlarda başlar. Bu dönemde
çocuğa yaşının düzeyinde iyi modeller vermek çok önemlidir."(97)
Aile çevresinde çocuğun konuşmasının
desteklenmesi, ailenin sosyo-ekonomik durumunun iyi, kültür seviyesinin yüksek olması
çocuğun dil gelişimin hızlandırmakta; bunun aksi durumlar ise gelişimi
yavaşlatmaktadır. Ayrıca anne sevgisi ve bakımının da dil gelişimine önemli
katkısı olmaktadır. Yetiştirme yurtlarındaki çocukların dil gelişiminin, anne
babası tarafından büyütülmüş çocukların dil gelişiminden daha aşağı olduğu
tesbit edilmiştir.(98)
Dilin konumuz açısından önemine gelince:
Bilindiği üzere dil, zihnî bir iletişimdir. Bir kişiden diğerine aktarılacak
konulan ihtiva etmektedir. Ailenin dili çocuk için konuşulan dil olmakta ve buradaki
mânevî hayat dile yansımaktadır. Yine ailede kullanılan dil, o ailenin dünya
görüşünü de yansıtmaktadır. Mânevî hayatın ağırlık noktası dil üzerinde
toplanmakta ve çocuk bu mânevî atmosfer içinde gelişip olgunlaşmaktadır.(99)
Konuyla ilgili bir âyette, "Allah sizi
annelerinizin karnından hiçbir şey bilmeyen kimseler olarak
çıkarmıştır."(l00) buyurularak, her çeşit kültürel kazancın konuşma
devresinden itibaren kazanıldığına işaret edilmiştir. Eğitim açısından da,
çocuk için en önemli devre onun konuşmaya başladığı devredir. Çünkü çocuk
artık söylenenleri anlıyor, düşüncelerini anlatabiliyor, kısacası muhatap
olabiliyor demektir. Bu durum ise -kültür ve eğitim konusu kılması yönüyle-
çocuğu, diğer canlılardan ayıran bir özelliktir.(101)
Hz. Peygamberin (s.a.v.) fıtrat ile ilgili
hadisinin,(102) Müsned'deki varyantında da konuyla ilgili ifadelere rastlanmaktadır.
"Doğan her çocuk fıtrat üzere yaratılmıştır. Konuşmaya başlayıncaya kadar
bu hal üzere devam eder. Bundan sonra ebeveyni onu Yahûdi veya
Hıristiyanlaştırır"(103) denilmekte ve doğuştan getirilen fıtrat hâlinin
konuşma devresine kadar devam ettiğine dikkat çekilmektedir.
Çevrenin çocuk üzerindeki etkisi ve
çocuğun taklide gayet elverişli olduğu(104), bugün artık bilinen bir gerçektir. Hz.
Peygamber'in de çocuktaki bu özellikleri göz önünde tuttuğu görülmektedir. O,
konuşma çağına gelmiş çocuklara özel bir ilgi gösterirdi. İbn Şuayb (r.a.)
şöyle rivayet etmektedir: "Abdulmuttalib oğullarından bir çocuk konuşmaya
başlayınca, Hz. Peygamber ona, `De ki, hiçbir evlat edinmeyen ve mülkünde hiçbir
ortağı olmayan Allah'a hamdolsun.'(105) meâlindeki ayeti, yedi defa okutarak
öğretirdi."(106) Yine Hz. Peygamber'in, "Çocuklarınıza ilk öğreteceğiniz
kelime `Lâilâhe illallah' olsun."(107) buyurarak, çocuk konuşmaya başladığı
andan itibaren ona İslâm'ın özü olan Kelime-i Tevhîd'in öğretilmesini tavsiye
ettiği görülmektedir.
88. N. İbrahim Özgür, Çocuk
Psikolojisi, İst 1979, s. 113.
89. Cole Morgan, age, s. 322.
90. Dalat, age, s. 51; Sorenson, age, s. 39.
91. Öıgür, age, s. 122; Gövsa, age, s. 155. Jersıld, age, s. 497.
92. Gövsa, age, ay.
93. Özcan, Gelişim Psikolojisi ders notları, s. 20-22.
94. Dodson, age, s. 72.
95. Gövsa, age, s. 154; Dalat, age, s. 52 vd.
96. Özcan, Gelişim Psikolojisi ders notlan, s. 12.
97. Yavuzer, age, s. 136.
98. Başaran, age, s. 97.
99. Özcan,Eğitim Psikolojisi Ders Notları, UÜEF, Bursa, ts., s. 21.
100. Nahl, 16/78.
101. Canan, age, s. 100. ,
102. Müslim, Kader, 23. ,:
103.Müsned, IV, 24.
104. Jacquin, age, s. 23.
105. İsrâ, 17/111.
106. Abdurrezzâk San'ânî, Musannef, Beyrut, 1970, IV, 334.
107. San'ânî, age, IV, 334, 6. no'lu dipnot.
Dr.Mehmed Emin Ay