b. İnatçılık Devresi (Negativizm=Olumsuzluk)
İki
ilâ üç yaşları arasında ve genellikle 2,5 yaşından sonra, geçici bir süre için
çocukta inatçılık ve uyumsuzluk görülmektedir. 2,5 yaşları, çocuk gelişimindeki
zorlu dönemlerden biridir. "Serkeşlik devresi" de denilen bu dönemde çocuk,
dengesiz, olumsuz, kararsız ve isyankârdır. Büyüklerinin sözünü dinlemez; hatta
söylenenin tersini yapar. Hareket ve davranışları kısıtlandığında ise,
öfkelenir. Her işi yardım görmeden kendi başına yapmakta direnir. Aşırı disiplin
ortamında negativizmin arttığı görülür. Bu dönemde oluşan saplantılar ve
bunalımlar ise ileriki yıllarda inatçılık ve direnç belirtileri şekline
dönüşebilir.(18)Bazı psikologlar ise bu dönemi, "İlk yeni yetmelik
çağı" olarak niteleyerek, çocuğun bu devredeki davranışlarını, gençlerin
bulûğ çağı öncesindeki durumlarına benzetirler.(19)
Bu yaşlara olumlu açılardan bakılacak
olursa, bu dönemdeki çocuğun enerjik, meraklı ve hareketli olduğu görülecektir. Bu
dönemdeki çocuğun yüklendiği başlıca görev, güçlü bir benlik duygusu kazanmak
ve kendi kişiliğinin bilincine varmaktır.
Negativizm döneminin bitmesiyle, çeşitli
huysuzluk ve uyumsuzluklarını terkeden çocuk, üç yaşından itibaren çevresiyle
olumlu ilişkiler içine girmektedir. Bu yaşlarda anne-babasını, hatta kardeşlerini
bile hoşnut edecek davranışlara yönelmiş; ayrıca, bekleme ve paylaşmaya da
alışmıştır. Çocuğun bütün dünya ile barış içinde olduğu kabul edilen
üçüncü yaşa eğitim yönünden, belirli kuralların yerleştirilmesi için, en uygun
dönem gözüyle bakılmaktadır.(20)
Üç yaşındaki çocuğun masallara,
hikayelere ve çizgi filmlere ilgisi artmıştır. Elinde tutabileceği kısa öyküler ve
ilginç resimleri içeren küçük kitaplardan hoşlanmaktadır. Bu kitaplarda
çoğunlukla, gerçek dışı şeyler anlatılmasına rağmen, çocuk bunları dinlerken
büyük bir zevk duymaktadır.(21) Zira çocukların bunları dinlerken büyük bir zevk
duyması, bu yaşın en belirgin özelliklerinden biridir. (22)
Dinî yönden bu yaşın önemli sayılabilecek
özelliklerine gelince; çocuğun masallara ve hikâyelere karşı içinde büyük bir
ilgi duyduğu bu sıralarda, inanma ile ilgili hikâyeler ve menkıbeler, çocuğun dinî
hayal gücünü ve duygusunu uyandıracağı gibi; eşyanın içinde ve ötesinde gizli
kuvvetler olduğu düşüncesinin gelişmesini de hızlandıracaktır. Neticede -soru
sorma çağının da başlamasıyla- çocuk, ne, nasıl ve neden? sorularıyla her şeyin
aslını öğrenmeye çalışacak; bu soruların bir devamı olarak, başta "Allah
kimdir; nedir; nasıldır; ne kadar büyüktür?" gibi sorularla yaratıcı gücü
aramaya başlayacaktır.(23)
18. C. 1., Sandström, Çocuk ve
Gençlik Psikolojisi (çev. R. Şemin) İst. 1971, s. 36; Dalat, agc, s. 106.; Yavuzer,
agc, s. 134.
19. Dodson, agc, s. 59, 61 vd.
20. Dodson, age, s. 63, 93.
21. Yavuzer, age, s. 140.
22. Jacquin, age, s. 70 vd.
23. Yavuz, age, s. 40, 71.
Dr.Mehmet Emin Ay