Çocukların Çocuklarla Birlikte Oynaması
Çeşitli işler sebebiyle çoğu zaman ana
baba meşguldür. Böyle bir durumda onlar, çocuğun, kardeşleriyle veya komşu, mahalle
ve yakınlarının çocuklarıyla oynamasına izin verir. Ana baba, kaba sözlü ve kötü
ahlâklı olmamaları için çocuğunun terbiyeli ve güzel ahlâk sahibi çocuklarla oyun
oynamasını tercih eder.
Rasûlüllah (s.a.v.) muhtelif yerlerde çocukların
oyun oynadığını görmüş ve onları yadırgamamıştır.
Câbir (r.a.) anlatıyor: Rasûlüllah (s.a.v.)
ile beraberdik. Derken bir yemeğe davet edildik. Giderken Hüseyin'in çocuklarla
birlikte yolda oynadığını gördük. Peygamber (s.a.v.) hemen insanların önüne geçti.
Sonra (Hüseyin'i kucaklamak için) kollarını açtı. Çocuk ise yakalanmamak için şuraya
buraya kaçmaya başladı. O esnada Rasûlüllah (s.a.v.) çocukla gülüşüyordu.
Nihayet onu yakaladı ve bir elini çocuğun çenesinin altına diğer elini de ensesine
koydu. Çocuğa sarılarak öptü ve şöyle dedi:"Hüseyin bendendir, ben de ondanım.
Kim onu severse Allah da onu sevsin. Hasan ile Hüseyin torunlardan iki torundur:' (626)
Bizzat Peygamber de (s.a.v.) çocukluk yıllarında
çocuklarla oyun oynamıştı. O esnada Cebrail gelmiş, O'nu tutarak göğsünü açmıştı.
(*) Uhud savaşından az önce Peygamber (s.a.v.) iki çocuğun güreşine şahit olmuştu.
Peygamber (s.a.v.) onlardan birini savaşa kabul etmiş diğerini kabul etmemişti. Kabul
edilmeyen çocuk bu karara itiraz ederek "Yâ Rasûlallah! Onu nasıl kabul
ediyorsun? Şayet ben onunla güreşecek olsam onu yıkarım!" Derken Peygamber'in
(s.a.v.) önünde güreş tuttular ve dediği gibi onu yendi. Bunun üzerine Peygamber
(s.a.v.) ikisini birlikte savaşa kabul etti.
Kız çocuklarının oyunu ise oğlan çocuklarının
oyunlarından farklıdır. İslam alimleri şu hadise dayanarak kız çocuklarının müceasem,
yani üç buutlu oyuncaklarla oynamalarını caiz görmüştür.
Hz. Aişe anlatıyor: Rasûlüllah (s.a.v.)
Tebuk veya Hayber gazvesinden dönmüştü. Aişe'nin sofasında bir perde vardı. Rüzgâr
esince, perdenin bir tarafını oyuncak kız bebekleri görünecek şekilde açtı. Bunun
üzerine Rasûlüllah (s.a.v.):
- Ey Aişe! Bu nedir? dedi. Aişe:
- Bunlar benim kızlarımdır, dedi. Peygamber
(s.a.v.) onlar arasında bezden yapılmış iki kanatlı bir at gördü ve:
- Oyuncakların ortasında gördüğüm şu
nedir? dedi. Aişe:
- O attır, dedi. Rasûlüllah (s.a.v.):
- Onun üzerindeki nedir? dedi. Aişe:
- İki kanattır, dedi. Rasûlüllah (a.a.v.):
- İki kanatlı at, öyle mi? Aişe:
- Süleyman peygamberin kanatlı atının olduğunu
işitmedin mi? dedi.
Aişe diyor ki: "Rasûlüllah (s.a.v.) öyle
güldü ki, azı dişlerini bile gördüm."
Yine Hz. Aişe diyor ki: Ben Rasûlüllah'ın
(s.a.v.) yanında oyuncak bebeklerle oynardım. Arkadaşlarım bana gelirler fakat Rasûlüllah'tan
(s.a.v.) utanarak saklanırlardı. Rasûlüllah (s.a.v.) onları bana gönderir, benimle
beraber oynarlardı. (627)
Çocukların oyunu konusunda dikkat edilmesi
gereken iki noktayı hatırlatmak istiyoruz:
Bir canlıyı hedef edinmek kesinlikle yasak
bir oyundur.
Said b. Cübeyr anlatıyor: İbn Ömer Kureyş'ten
birkaç gence uğramıştı. Bunlar bir kuşu (veya tavuğu) hedef dikmişler ona ok atıyorlardı.
Hedefe isabet etmeyen her oku kuşun (veya tavuğun) sahi bine veriyorlardı. İbn Ömer'i
görünce hemen dağıldılar. Bunun üzerine İbn Ömer:
- Bunu kim yaptı? Bunu yapana Allah lanet
etsin. Rasûlüllah (s.a.v.): "İçinde can olan bir şeyi hedef edinen kimseye lanet
etmiştir" dedi. (628) ,
İkinci nokta ise, akşamdan az önce çocuklar
oyunu bitirerek eve girmelidir. O vakitte sokak ve caddelerde şeytanların dağıldığını
haber veren hadisler bulunmaktadır. Emrin Rasûlüllah'tan (s.a.v.) geldiğini bilmeleri
için çocuklar bu hadisleri ezberlemelidir.
Cabir'den (r.a.) rivayet edildiğine göre
Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Gece karanlığı bastığı zaman çocuklarınızın
dışarı çıkmalarına engel olun. Çünkü şeytanlar o zaman dağılır. Gecenin bir bölümü
(akşamla yatsı arası) geçtiğinde onları bırakın!" (629)
Yine Cabir'den (r.a.) rivayet edildiğine göre
Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Gecenin ilk saatleri geçinceye kadar çocuklarınızı
dışarı çıkmaktan men edin çünkü o vakitte şeytanlar dağılır." (630)
(626)
Hadisin kaynakları için bkz. s.
(*) Bkz. Ahmed b. Hanbel, III, 288.
(627) Buhâri, Edeb, 81; Müslim, Fedailu's-Sahabe, 81; Ibn Mâce, Nikah,
50.
(628) Buhârî, Zebâih, 25; Müslim, Sayd, 59; Ebû Dâvûd, Edâhî,
11; Nesâî, Dahâyâ, 79; Dârimî, Edâhî, 13; Ahmed b. Hanbel, I, 333.
(629) Buhâri, Eşribe, 22; Müslim, Eşribe, 97. Ayrıca bkz. Silsiletü'I-Ehâdis
es-Sahîha, Hadis No: 40.
(630) Ahmed b. Hanbel ve Hâkim'in rivayet ettiği bu hadis sahihtir.
Bkz. Silsiletü'lEhadis es-Sahîha, Hadis No: 905.
Muhammed Nûr Süveyd
Ana Sayfa Ailemiz Çocuk Terbiyesi