311. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Sen, Ehlikitap olan bir topluma gidiyorsun. Onları davet edeceğin ilk şey, Allaha ibadettir.
Onu bilip anladıklarında, Allahın günde beş vakit namazı farz kıldığını bildir.
Bunu kabul edip uygulamaya başladıklarında, Allahın, onlara, mallarından, zenginlerden alınıp, fakirlere verilecek olan zekâtı farz kıldığını bildir.
Zekât alırken, halkın gözünde kıymetli olan mallarından uzak dur.
Zulme uğrayanın bedduasından da kaçın. Çünkü, onun bedduası ile Allah arasında hiçbir perde yoktur.”
İbn Abbas radıyallahu anh. Buhârî.
312. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Kıyamet gününde, fakirlerden dolayı zenginlerin vay hâline! Çünkü onlar şöyle diyecekler:
“Ey Rabbimiz! Bu zenginler bize haksızlık ettiler. Senin, bizim için onlara farz kıldığın hakkımızı vermediler.”
Allah teâlâ da şöyle diyecektir:
“izzetim ve Celâlim hakkı için, sizi yaklaştıracağım, onları uzaklaştıracağım.”
Enes radıyallahu anh. Taberânî.
313. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Gerçek fakir, bir veya iki lokma, ya da bir veya iki hurma ile baştan savulan değildir, asıl fakir, ihtiyacını giderecek bir şey bulamayan, kendisine sadaka verilmesinin zarureti bilinmeyen ve kalkıp insanlardan da dilenmeyen kimsedir.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Buhârî.
314. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem, bize fitre sadakasını zekât âyeti inmeden önce emretmiştir. Zekât emri geldikten sonra, onu vermemizi bize ne emretti, ne de yasakladı. Ama biz gene de veriyorduk.
Kays radıyallahu anh. Nesêî.
315. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Sadaka, Rabbin öfkesini söndürür ve kötü ölüme engel olur.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Rezîn.
316. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Kulların sabaha kavuştuğu hiçbir gün yoktur ki, iki melek inip, biri:
“Allahım! Allah için veren kimsenin verdiği malın yerine daha iyisini ver!”
Öbürü: “Allahım! Vermeyip, elinde tutanın malına telef ver!” demesinler.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Buhârî.
317. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Bir müslüman, sevabını Allahtan umarak çoluk çocuğuna bir harcama yaparsa, bu onun için bir sadaka olur.”
Ebû Mesûd radıyallahu anh. Buhârî.
318. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Yarım hurma ile de olsa ateşten korunun. Bunu da bulamazsanız, gönül alıcı güzel sözler söyleyin.”
Adiy radıyallahu anh. Buhârî.
319. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Allah için vermekle mal eksilmez.
Allah, affeden kulunun şerefini daha da artırır.
Allah için tevazu göstereni, Allah daha da yükseltir.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Müslim.
320. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Yüksek el, alçak elden daha hayırlıdır. Bakmaya yükümlü olandan başla. En hayırlı yardım, ihtiyaç dışındakinden verilendir.
Kim iffetli davranmak isterse, Allah onu iffetli kılar.
Kim insanlardan bir şey beklemezse, Allah onu kimseye muhtaç etmez.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Buhârî.
321. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Veren el, en yüksek eldir. Bakmakla yükümlü olduklarından başla: Annen, baban, kız kardeşin, erkek kardeşin, sonra sırasıyla öbür yakınların.”
Târık radıyallahu anh. Nesêî.
322. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Her “Allahuekber” bir sadaka, her “elhamdülillah” bir sadaka, her “lâ ilâhe illallah” bir sadakadır. iyiyi önermek bir sadaka, kötüden alıkoymak bir sadakadır. Birinizin, hanımıyla münasebet kurmasında bile bir sadaka vardır.”
Dediler ki:
“Ey Allahın Resûlü! Birimiz hanımı ile cinsel ilişkide bulununca sevap alır mı?”
“O, şehvetini haram yollardan giderdiği zaman günah almaz mı? işte bunun gibi, şehvetini helâl yollardan tatmin ederse, bu onun için bir sevap olur!”
Ebû Zer radıyallahu anh. Müslim.
323. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Birinizin elinde bir hurma fidanı varsa, kıyamet de kopmaya başlasa, onu hemen diksin.”
Enes radıyallahu anh. Bezzâr.
324. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Herhangi bir müslüman, bir ağaç diker, ya da bir ekin eker de, ondan kuş, ya da insan, veya hayvan yerse, mutlaka karşılığında bir sadaka sevabı alır.”
Enes radıyallahu anh. Buhârî.
325. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“insanın, her bir organı için, her gün verilmesi gereken bir sadakası vardır.
iki kişi arasında adâletli davranman bir sadakadır.
Binitine binerken birine yardım etmen, onu üzerine bindirmen veya yükünü onun üzerine yüklerken yardım etmen, bir sadakadır.
Güzel bir söz de bir sadakadır.
Namaza gitmek üzere attığın her adım bir sadakadır.
Yoldan insanları rahatsız edici bir şeyi kaldırman da bir sadakadır.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Buhârî.
326. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Yedi sınıf insan vardır ki, Allah, Kıyamet gününde, kendi gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı zamanda, onları kendi gölgesinde gölgelendirecektir:
Adaletli davranan yönetici.
Allaha ibadet ederek büyüyüp yetişen genç.
Çıkıp dönünceye kadar kalbi mescide bağlı olan kişi.
Buluştuklarında da, ayrıldıklarında da Allah sevgisinde birleşip, birbirini seven iki kişi.
Alımlı bir kadın kendisini sevişmeye davet edince, “Ben âlemlerin Rabbi olan Allahtan korkarım,” diyen namuslu kişi.
Sağ elinin verdiğini sol eli bilemiyecek derecede yardımını gizli yapan insan.
Issız yerde Allahı anıp da gözleri dolu dolu olan kişi.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Buhârî.
327. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Müslüman olup, kendisine yetecek kadar rızık verilip, Allahın verdiklerine kanaat eden, gerçekten kurtuluşa ermiştir.”
İbn Amr radıyallahu anh. Müslim.
328. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Biriniz mal ve huy bakımından kendinden üstün birini gördüğü zaman, kendinden aşağı olana baksın.”
Ebû Ümâme radıyallahu anh. Buhârî.